Arap Birliği’nin asi çocuğu, Afrika’nın krallar
kralı Muammer Kaddafi’nin
Batılı liderlerden daha uzak görüşlü ve aklıselim olabileceğini
tahayyül edebilir miydiniz? Zor tabii. Ama geçen hafta Libya ile
ilgili üç “ifşaat” bize “deli deyip geçme” sözünü
anımsatmalı.
Kaddafi, liberal dünya için yenilir yutulur olmayan, nev-i şahsına
münhasır bir liderdi. En çılgın beyanatları malum. Ama misal
Türkiye’de “Dünya 5’ten büyüktür” diye sayıklayan yandaşlar,
arkasından konuşurken, BM kürsüsünden Güvenlik Konseyi sisteminde
ilk reform isteyenlerden olduğunu bilmez. Anti-Semitizmi
gazlayanlar hoşgörülürken, onun “Yahudiler
Arapların kuzenidir” demişliğinden bihaber olan da çoktur.
Kaddafi, aşiretler dengesi üzerinde yükselen ülkesine 40 yıl demir
yumrukla hükmettikten sonra Batı’yla barışmaya kalkışmanın bedelini
2011 Ekimi’nde linç edilerek ödedi. O gösterişli çadırını kurduğu
başkentlerden yüzüne bakan olmadı.
***
Libya’da 2011’de kameraman arkadaşım Akın
Depecik ile çöllerde binlerce km yol katetmiştik. Ki
“Arap Baharı”nın hiç olmadığını bize belletti. Bu yüzden son
gelişmeleri tarihe not düşmeyi görev bilirim. Geçen hafta ne
öğrendik?
1- Britanya’nın eski
başbakanı Tony Blair’in
Libya’nın çöküşü soruşturması için Dış İlişkiler Komitesi’ne
verdiği Kaddafi’yle Şubat 2011’deki telefon kayıtları. Biz Bingazi
yolunda silah ve para sevkıyatına bizzat tanıklık edip militanların
pasaport resmimi örtünerek çektirmem gerektiği telkinlerini
işitirken, bihabermişiz. Kaddafi özetle şöyle demiş: “Hikâye
basit. Kuzey Afrika’da uyuyan El Kaide hücreleri. 9/11
öncesi Amerika gibi. Silahlar ele geçirip insanları
korkuttular. Televizyonlardan söylentiler yayıyorlar. Onlarla
savaşmıyoruz, ikna etsinler diye ailelerine başvurduk. Bu
cihat hali. Bin Ladin benzeri.
Akdeniz’i kontrol etmek istiyorlar. Sonra
Avrupa’yasaldıracaklar. Bunu uluslararası
topluma açıklamalısın. Gazeteciler gelsin.. Anlaşılanbu yeni
bir sömürgecilik girişimi. İnsanları silahlandırıp savaşa
hazırlamak zorundakalacağım. Libyalılar ölecek, zararı
Akdeniz, Avrupa ve tüm dünya görecek.”
Blair, “barışçı değişim yolu” lafları ve “ülkeyi terk et”
telkinlerinin ötesinde bir şey dememiş. Biz Es Sallum sınırından
çıkarken Libya ordusu Bingazi’ye ilerliyordu. Sonra BM’nin
tartışmalı 1973 sayılı “uçuşa yasak bölge” kararı çıkıp NATO
bombardımanı başlayınca iş bitti.
2- ABD Dışişleri’nin e-posta skandalında açıkladığı yeni kayıtlar
2011’de bakan olanHillary Clinton’ın mevzuyu iyi
bildiğini gösterdi. Yazışmalardan özel operasyonlar eğitmenlerinin
Bingazi’de protestolardan önce Mısır sınırında olduğunu
öğreniyoruz. Katar, Suud elbette başrolde! Clinton’ın
danışmanı Sidney Blumenthal, NATO
destekli militanların –ki El Kaideciler eksik değil- savaş suçu
teşkil eden infazlarını da rapor etmiş; Kaddafi’nin askerlerine
viagra verdiği yahut NATO’nun bombaladığı yerlere ceset
yerleştirdiği iddialarının söylentiden ibaret olduğunu da. ABD’nin
BM daimi temsilcisi Susan Rice, BM’de
hakiki gibi kullanmıştı. Malumu da öğreniyoruz. Fransa
lideri Nicolas Sarkozy’nin
başrol oyunculuğunun sebebinin petrol ve ederi 7 milyar dolardan
fazla olan altın/gümüş rezervleri üzerinden bölgeye egemen olma
hırsını...