Kadın basketbolcular ve babalarının dokunaklı hikayelerinin
Nilüfer’in müthiş sesiyle göz yaşartan bir hale geldiğini
söyledim.
Hepimiz o şarkıyı, Nilüfer’in seslendirdiğini sanarak
dinledik...
Meğer değilmiş.
Yazımın çıktığı gün Nazlı Çelik mesaj attı, “Reklamda şarkıyı
söyleyen Nilüfer değilmiş. Benim bir arkadaşımın arkadaşıymış, bana
ulaştı. Kız çok üzülmüş” dedi.
“Kimmiş?” diye sordum, numarasını aldım.
Hemen aradım.
Bizim Nilüfer diye dinlediğimiz ses meğer Dilek Kavraal’mış...
“Kusura bakmayın” diye özür diledikten sonra, “Bir tek ben mi
karıştırdım, yoksa Nilüfer’e benzetiyorlar mı sesinizi?” diye
sordum.
“Hem de yüzyıllardır benzetiyorlar” diye espri yaptı Dilek
Kavraal.
Aslında bu şarkıyı 2003’teki ilk albümüne koymuş, “Sevgiliye
yazılmış gibi lanse edelim bunu” demişler.
Daha sonra Ahmet Çelenk’le tanışıp Dokuz Sekiz Müzik’e geçince,
2015 yılında Babalar Günü için bu şarkıyı yeniden piyasaya
sürmüşler.
“Varlığım senin bir parçan...
Sanma ki yalnız gözüm, kaşım...
Büyüse de bir gün boyum, yaşım...
Sen hep benim kahramanımsın” diyor şarkıda Dilek Kavraal.
Türk Hava Yolları da şarkıyı keşfedip reklamda kullanınca, son
günlerin en popüler parçası oluverdi.
Dilek Kavraal’ın Dokuz Sekiz’den çıkan diğer şarkılarını da
dinledim, özellikle slow şarkılarda sesi gerçekten Nilüfer’in
sesine benziyor.
“Babanız hayatta mı? Herhalde çok iyi bir
baba-kız ilişkiniz var ki bu şarkıyı yaptınız” dedim.
“Hayatta ama benim için değil” deyince de şok yaşadım.
Görüşmüyormuş babasıyla...
Kız evlatlara yapılan ayrımcılığın kurbanı olmuş ve babasıyla
yıllar önce yolları ayrılmış.
“Bizim baba-kız hikayemiz reklamda gördüğünüz gibi değil ne yazık
ki” dedi.
O reklam şarkısının altından bir dram çıktı yani...
Bizim babalar ve kızlarının aşkı olarak reklamda dinlediğimiz
müthiş şarkı, meğer terk edilen bir kız çocuğunun baba özlemiyle
yazdığı dizelermiş...
Not: Bu arada Dilek Kavraal’ın yeni single’ının bayramdan sonra
çıkacağını öğrendim. “Sevdalı Bulut” ve “Keşke” adlı iki
şarkısından birini tercih edecekmiş single olarak. Bence ikisini de
çıkarın sevgili Ahmet Çelenk, daha yakından tanıyalım bu müthiş
sesi.
Şamdan
Bir Şamdan müdavimi değildim, 42 yıllık işletmecisi Mehmet
Tuna’yla tanışıklığımız da derinlikli değildi...
Mülk sahibi Seda Sayan, Şamdan’ı tahliye ettiği zaman yazdığım
yazıdan sonra Hıncal Uluç “Neden bir de Mehmet Tuna’yı
dinlemiyorsun?” diye uyarmıştı.
Bunun üzerine geçen ay konuşup Mehmet Tuna’nın duygularını da
aktarmıştım.
Yaşadıkları, tahliye süreci, sıkıntılar elbette Mehmet Tuna’yı
yıpratan bir süreçti...
Bu konuda kendisiyle konuşmasam içime ukde olurdu.
Allah rahmet eylesin...
Çok güzel hareketler bunlar
Bu yılın flaş dizilerinden “İçerde”, final bölümünü Lütfi
Kırdar’da yapılan müthiş bir organizasyonla taçlandırdı.
Geceden elde edilen geliri de Minik Kalpler Derneği’nin Tekirdağ’da
yaptıracağı spor rehabilitasyon merkezine aktardılar.
Alkışlanacak hareket...
Daha önce “Muhteşem Yüzyıl” ekibi, Meral Okay anısına Bolluca
Köyü’nde okul açmış, Türkiye Korunmaya Çocuklar Vakfı yararına
yardımlar toplamıştı...
Yapım firması Tims, 5 dizisinde kullandığı giysi, mobilya ve okul
malzemelerinden oluşan 5 TIR dolusu malzemeyi Kızılay’a
bağışlamıştı...
Ay Yapım, Tims gibi dizi sektörünün büyük oyuncularının bu tür
sosyal sorumluluk projelerinde öncü olması sevindirici.
Onlarla birlikte ünlü oyuncular da dahil oluyor ve işin etkisi çok
büyüyor çünkü...
Sadece Tims ve Ay Yapım değil, pek çok yapım firması aynı çabayı
gösteriyor.
Bu tür çalışmaları daha da fazla yapmalı dizi sektörü, çünkü bir
şeyi anlatmak için en etkili konuma geldiler...