Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun “Diriliş Ertuğrul” hayranı olması, Türk dizileriyle elimizde nasıl bir “yumuşak güç” olduğunun en güzel kanıtı.
Maduro daha önce Kayı Boyu sancağı ve börk şapkasıyla poz vermiş,
Venezuela’da yaptığı bir basın toplantısında “Eşim Cilia ile bir
Türk tarihi dizisi izliyoruz, hikaye çok güzel, siz de izleyin”
demişti.
Maduro, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için Beştepe’de yapılan
törene katılmak amacıyla Türkiye’ye gelince de soluğu dizinin
setinde aldı.
Kendi kullandığı arabasıyla Beykoz Kundura’ya geçti ve dizinin
oyuncularıyla tanışıp poz verdi.
Türk dizileri bugün dünyanın dört bir yanında izleniyor.
İşte bir ülkenin devlet başkanı bile gelip sevdiği dizinin setini
ziyaret edebiliyor.
Türkiye’nin tanıtımı için bundan daha büyük bir güç olamaz...
Yeni Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy eminim bu konuyu yakın
gelecekte gündemine alacaktır.
Bugüne kadar Türk dizi sektörü her şeyi kendi başardı, bundan sonra
devlet de arkasında durur ve bu bir politika haline gelirse Maduro
gibi nice hayranlar elde ederiz...
10 milyon dolarlık tatil
Şu sıralar İstanbul sokaklarında çok sık Hintli turist
görürseniz, şaşırmayın.
Dünyanın en zengin 115’inci insanı Dilip Shanghvi’nin tatil için
İstanbul’a gönderdiği çalışanları onlar.
Bu tatil için Türkiye’de 10 milyon dolar harcayacak Hintli
işadamı.
Daha önce Oprah Winfrey aynı şeyi yapmıştı.
1600 çalışanıyla çıktığı Akdeniz turunda Efes ve İstanbul’a
uğramıştı.
Acun Ilıcalı da aynı yoldan gitmiş ve çalışanlarına benzer tatiller
hediye etmişti geçmişte.
Hintli işadamı çalışanlarını her sene başka bir ülkeye
gönderiyormuş, bu yıl sırada Türkiye var.
Bırakacakları para 10 milyon dolar...
Allah bereket versin...
Sonunda İstanbul kazanıyor
İstanbul’a yaz geç geldi.
Fırtınaydı, seldi derken daha Boğaz’ın tadını çıkaramadık. Neyse ki
şimdi Boğaz zamanı ve bunun keyfine en güzel varılacak yerlerden
biri de Sortie olmaya devam ediyor.
Açıkçası Reina saldırısından sonra ben de dahil olmak üzere pek çok
kişinin ayakları geri geri gidiyordu Boğaz’ın bu güzel mekanına
gitmek için.
Geçtiğimiz hafta uzun bir aradan sonra gittim Sortie’ye.
Yıllarca Reina’yla birlikte İstanbul’un gözdesi olan bu mekan,
Reina’nın kapanmasından sonra tek başına kaldı. Yine müzik, yine
farklı restoranları, yine lezzetleri ve olağanüstü manzarasıyla
eski tadında.
Erol Kaynar her zamanki gibi mekanın en ufak detaylarıyla bile
kendi ilgileniyor.
O gece Sortie’de Boğaz’ın havasını içime çektikten sonra dedim ki;
ne yaşarsak yaşayalım sonunda hep kazanan İstanbul’un güzelliği
oluyor.
Bu yaz uğrak yerlerimden olacak Sortie, hiç gitmediğim geçen yazın
acısını da çıkarmak için...
Sanat camiası verdiği destek için utanacak mı?