Yıllardır söylüyoruz dizilerimiz şu an Türkiye’nin elindeki en büyük yumuşak güç...
Cannes’da MIPCOM TV Fuarı devam ediyor halen...
Eskiden yapımcılarımız, kanallarımız buradan format almak için
birbirleriyle yarışırdı...
Bu rekabet yüzünden 1000 euro’luk formatı, 5 bin euro’ya
alırlardı...
Şimdi MIPCOM’da alan değil satan tarafız biz...
Şu an gidin Cannes’a her yer Türk dizilerinin afişleriyle dolu.
Dünyanın dört bir yanından gelen televizyonlar bizim dizilere
yüzbinlerce dolar ödüyor...
Kıvanç Tatlıtuğ’un Çarpışma’sı gibi daha çekilmemiş dizilerin bile
ön satışı yapılıyor.
Bunu Türk yapımcıları, senaristleri, oyuncuları, yönetmenleri ve
kanalları başardı...
En ufak bir devlet desteği almadan.
Oysa hükümet bunu tanıtım ve Türkiye’nin dünyadaki yüzü olarak
görse ve ona göre politikalar oluştursa bugünkü ihracatımızın çok
daha fazlasına ulaşırdık.
Neyse, kaybettiğimiz bir şey yok...
Halen Amerika’nın ardından dünyada en çok dizi ihracatı yapan
ikinci ülke durumundayız.
Ve neyse ki hükümet konuyla ilgili ciddi adımlar atmaya
başladı.
TBMM’de yakın zamanda gündeme gelecek yeni Sinema Kanunu’nda Türk
dizilerine teşvik de yer alacak...
Ama bu teşvik sadece maddi olmamalı...
Ay Yapım’ın, Tims’in ve diğer güçlü yapımcıların dizi çekmek için
en ufak bir devlet desteğine ihtiyacı yok...
Zaten kendi bütçeleriyle, istedikleri oyuncuyla yıllardır
çekiyorlar.
Önemli olan bu yapımcıların dünya pazarında arkalarında kendi
devletlerinin olduğunu hissetmesi...
Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla ortak tanıtım çalışmaları yapılmalı,
yeni pazarlar hedeflenmeli...
Diziler Türkiye’yi tanıtmak, Türk hükümeti de dizileri tanıtmak
için sıkı bir işbirliğ...