Seçim bildirgesine sıkışmış ekonomi metinlerinin (vaatlerin)
ciddi olduklarını varsayarak tartışmak pek mantıklı daha doğrusu
mantıkla yapılacak bir faaliyet gibi gelmiyor bana. Ancak AK
Parti’nin, IMF’siz yıllarını ve burada Erdoğan zoruyla yapılanları
anlamlı ve bunun da devamının getirilmesini önemli bulduğum için AK
Parti’nin söyledikleri tabii daha sahici…
Şimdi izliyorum CHP, AK Parti’den ekonomi kopyası çekiyor ve
birtakım vaatlerde bulunuyor. Bunların yapılıp yapılmayacağı
üzerinden bir tartışma var. Kaynak bulamaz falan deniyor; ben bunun
pek kaynak meselesi olduğunu da sanmıyorum.
Ekonomi, politikanın likit yani az yoğun halidir ve politikada olan
burada da vardır; yani ekonomide de tercihler sizin yolunuzu
belirler; bulup bulamayacağınız kaynaklar değil.
Kaynaklar ve ekonomi
Bunun için de … “ekonomi, kıt kaynakların verimli kullanımını
anlatan-bulan-bilimdir” tanımı doğru bir tanım değildir, belki
içinde kaynak olan bir ekonomi bilimi tanımı cümlesi kuracaksak
şöyle diyebiliriz, ekonomi, kaynakların adil kullanımını
anlatan-anlatma çabası içinde olan- sosyal bir bilimdir. Bu son
tanımda iki kritik ayrım var; birincisi, kaynak kelimesinin başında
kıt kelimesi yok; ikincisi, sosyal ve adil kelimeleri… Sosyal
olunca insan oluyor tabii; ekonominin özüne insanı koymadan o’nu
anlatamazsınız, ikincisi kaynakların olup olmadığı değil,
kaynakları kim/kimler için kullanacağız önemlidir.
Bu demokrasi gibidir; örneğin eski Yunan’da da demokrasi vardı ama
bu köleler için değil, köle sahipleri için demokrasi idi. Bugün de
öyledir; bazıları için “demokrasi” olan diğerleri için
“diktatörlük” olabiliyor.
Şimdi bu girişe bağlı olarak, bu konuda, doğru tartışmada,
kaynakları nasıl kullanacağımız ikinci önceliktir; birinci öncelik
kaynakları kim/kimler için kullanacağımızdır. Zaten kaynakların
adil dağılımı, piyasa mekanizmasını da doğru kuracağından, etkin
(verimli) kullanımı da kendiliğinden getirecektir.