İngiltere’de seçimler oldu. Muhafazakar Parti’nin “topal” zaferi oldukça öğretici, Türkiye’de Haziran seçimleri de öğretici olacak. Bundan sonra bütün seçimler yalnız partilerin ve adayların oylaması olarak geçmeyecek, ülkelerdeki seçim süreçleri, bundan sonra, değişim ve statükonun oylaması olarak karşımıza gelecek ve biz yalnızca bu ikisinden birini seçeceğiz.
Henry Kissinger, her şeyi itiraf ettiği-örtülü olarak tabii-
ünlü yapıtı Diplomasi’ye Yeni Dünya Düzeni başlığıyla başlar ve
hemen girişte, bir itiraf gibi, şunları yazar:
“ Sanki doğa kanunuymuş gibi, her yüzyılda tüm uluslararası sistemi
kendi değerlerine göre yeniden biçimlendirecek kuvvet, irade ve
entellektüel ve moral güce sahip olan bir ülke ortaya çıkmaktadır.”
(…) Kissinger, burada 17. Yüzyıldan başlayarak-çünkü 16. yüzyılın
sonuna kadar Osmanlı genişlemesi vardır- Fransa, 18. yüzyıl Büyük
Britanya, 19. yüzyıl Bismarck Almanyası ve Avrupa ulus devletçiliği
çıkışlarını örnek verir. 20. yüzyıl ise tabii ki Kissinger’e göre
bir Birleşik Devletler (Amerika) yüzyılıdır.