İran ve Suudi Arabistan gerginliği de petrol fiyatındaki düşüşe
engel olamadı. Rusya’nın, başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’da
savaşa dayalı stratejisinin de işe yaramadığını görüyoruz. ABD,
Putin’in geçen sene yüzde seksenin üzerinde olan halk desteğinin
güçlü bir ekonomik krizle kırılacağını biliyor ve şimdilik
stratejisini bunun üzerine şekillendiriyor. ABD, ihraç izniyle
birlikte, artık petrol fiyatlarını belirleyecek bir enerji devi
olarak sahnede... ABD’nin petrol stok verisinde artış beklentisi
ile Kuzey Kore’nin hidrojen bombası denemesinin aynı saatlere denk
gelmesi de “anlamlı” bir tesadüf oldu.
Böylece tüm dünyada dolar değer kazanırken petrol fiyatları da
düştü. Yani Ortadoğu’da yüksek enerji fiyatları üzerinden
sistemlerini sürdürülebilir kılmaya çalışan ülkelerin orta vadede
gelecekleri yok. Suudi Arabistan’ın bütçe açığı yüz milyar doları
buldu. Rusya’nın durumu ise daha kötü ve daha hızlı olarak
kötüleşecek. Rusya’nın, 2015 yılı dahil olmak üzere, küçülmeye
devam edeceği öngörülüyor.
2015 yılında Rusya’nın küçülmesi yüzde 2’nin üzerinde olabilir ve
bu küçülme 2016 yılında sürecek gibi gözüküyor. Bu durum, yalnız
Putin’in içerideki iktidarını tartışılır hale getirmeyecek, başta
Avrasya Birliği olmak üzere, bölgesel stratejisini de tehlikeye
sokacak. Sonuçta Putin’in dayandığı oligark sermayesinin, yakın
gelecekte iki tercihi var; ya Putin’den ya da onun stratejisinden
vazgeçecekler. Ancak her iki halde de Rusya, bölgede istikrar
bozucu -yaralı- bir ülke olarak yakın gelecekte sorun olmaya devam
edecek.
Sonuç olarak, yüzyıl önce olduğu gibi, Ortadoğu ve Kafkasya
coğrafyası bu yüzyılın şekillenmesinde çok önemli bir rol
oynayacak.
İran, Rusya, Suudi Arabistan gibi çok önemli ülkeler sistemlerinde
niteliksel değişimler yapmak zorunda kalacaklar.