Ülkemiz 1994 ve 2001’de büyük
krizler yaşadı. Hatırlıyorum bu iki krizde de maaşlı insan zengin
sayılırdı. Koalisyon yönetimleri olduğu için krizler daha
derinleşmişti. Şu an bir koalisyon yönetimi olsa tecrübe ettiğimiz
kriz bizi daha çok sarsardı. Güçlü yönetim ve lider sayesinde
2009’da olduğu gibi küçük sıyırıklarla atlatacağız.
1994 krizinde başbakan Tansu
Çiller’di. O zaman yargı çevreleri devletçi kafaya sahipti. Türk
Telekom’un özelleşmesi söz konusuydu. Bu özelleştirme
gerçekleştirilse Türkiye’nin dış borcu kapanıyordu. SHP
milletvekili Mümtaz Soysal konuyu yargıya taşıdı ve Türk Telekom
özelleşemedi. İyi bir iş yaptığını sanan Soysal Demokrat ve
o kafadakiler ülkeye kötülük yaptıklarının farkında bile
değildi.
AK Parti ilk döneminde Telekom’u
haklı olarak özelleştirdi. Bir zamanlar 20 milyar dolar eden
Telekom 2005 Kasım ayında 8 milyar 423 milyon dolara satılmıştı. Şu
an 1 milyar dolar ediyor mu, emin değilim.
Bizim gibi serbest piyasanın
olduğu ülkelerde devlet küçük ama etkili olur. Eğitim, sağlık,
güvenlik konularında her şey devletin kontrolündedir. Onun dışında
devlet düzenleyicidir. 2008 küresel finans krizinde Lehman Brothers
batınca ABD ve AB ülkelerindeki bankalar bundan ciddi biçimde
etkilendi. Obama hemen bir bailout (kurtarma programı) çıkardı.
Büyüklüğü 600 milyar dolardı. İngiltere’de de itibarı yerinde
olmayan Gordon Brown (maliye bakanı, sonradan başbakan oldu)
zordaki İngiliz bankalarına “devlet ortak
olmuştur” dedi. Kriz atlatıldı. Arada tabii ki her krizde
olduğu gibi bankalar, iflas eden şirketler olur. Bu
kaçınılmaz.
Türkiye çok fazla ekonomik çareye
sahip. TMSF’nin elinde büyük şirketler var. FETÖ dolayısıyla
devletimizin haklı olarak el koyduğu bu şirketlerin aktif büyüklüğü
40-50 milyar TL civarında. Bu şirketlerin FETÖ’cü sahiplerinin bir
kısmı firari, bir kısmı içeride. Hepsi ceza aldılar. Artık geri
alamayacaklarına göre bu şirketler hemen özelleştirilmelidir.
Buradan gelecek para ekonomiyi rahatlatacaktır. Kaldı ki şirketler
kârlı ve alıcıları var.
Aynı şekilde bedelli askerlik
için 400 bin başvuru var. Bu 6 milyar TL demek. Gençlerimizin bir
kısmı harıl harıl para arıyor. Bankalara müracaat edenler var.
Kredi çekecek gençlere düşük oran verilmeli.
KGF kredilerinde de kolaylık
sağlanmalı. Sadece ihracatçılara değil küçük esnaf ve KOBİ’ler de
bundan yararlanmalı. Ek limitler açılmalı.
Kimse şüphe etmesin,
Türkiye bu krizi aşacaktır. Çare çok. Elbette bazı
zararlar göreceğiz ama uzun vadede kazanacağız. Daha güçlü çıkıp
dünyada çok önemli bir aktör hâline geleceğiz.