Bu söz bana ait
değil. Güvenlik Uzmanı Metin
Gürcan böyle demiş. DW Türkçe son İdlib anlaşması
üzerine bazı uzmanlardan görüş almış. Gürcan önce şu açıklamada
bulunmuş: “Ankara böylelikle süre kazandı. Ankara için
asıl risk 15 Ekim’den sonra başlayacak. Şimdi bir kalıcı çözümden
bahsetmek mümkün değil ve İdlib’de askerî operasyon mutlaka
olacak.”
Buraya kadar normal. Aslında
Gürcan, askerî operasyon olsun ve Türkiye zora
girsin isteğini belli etmiş. Yetmemiş, devam etmiş Metin
Gürcan. Rusya güya bize "son bir
kredi" vermiş. “Ankara’nın radikalleri
ikna edebileceğini düşünmüyorum. Türkiye için asıl risk 15 Ekim’den
sonra başlayacak” diye eklemiş. Ne riskiyse bu
alamadım gitti.
Ama esas skandalı sona
bırakmış. "Ankara, sicilleri çok kötü olan radikallere
garantör oldu. Radikaller ikna edilemeyince askerî operasyon
da mutlaka olacak. Eğer, Halep’in güneyindeki İran yanlısı milisler
ile İdlib’in doğusundaki radikaller arasında da bir mezhep
çatışması yaşanırsa Türkiye’nin hedef ülke hâline gelmesi
kaçınılmaz olacak.”
Ankara’nın garantör olduğu
radikaller kimdir, çok merak ettim. Türkiye teröristleri himaye
ediyor demeye getiriyorsanız bunu ispatlamanız lazım Metin Gürcan.
Niye kullandığınız her üslup ve yaptığınız yorumlar Türkiye
aleyhine? Sanki Türkiye bu işten zararlı çıksın, Rusya istediğini
alsın gibi bir havanız var. Bir de Gürcan’a göre, Türkiye neyine
güveniyormuş da böyle bir teklif yapmış.
İdlib konusunda Cumhurbaşkanımız
Erdoğan siviller ölmesin, insanlar mülteci konumuna düşmesin diye
Tahran’da bütün dünyaya âdeta bir ders verdi. Ateşkeş olsun diye
nasıl bastırdığını ve en son Soçi’de Putin’i ikna ettiğini dünya
gördü.
Bir yabancı medya kurumuna İdlib
anlaşması konusunda Türkiye’nin konumunu küçümseyici yorumda
bulunmak millî bir davranış değildir. Gürcan’ın kendi
ülkesinin değil başkalarının çıkarını savunan bir hâli var. Ben
Gürcan’ın yorumlarını okuyunca acaba başka bir istihbarat kurumunun
ya da ülkenin görüşlerini mi seslendiriyor diye düşünmeden
edemedim.
Ahmet Şık’ın
milletvekilliği düşürülmelidir
DHKP-C’li teröristler
Savcı Selim Kiraz’ı Çağlayan Adliyesi’nde şehit
ettiler. 2015 yılının en önemli olaylarından biri buydu. 7 Haziran
seçimlerine giderken nasıl olsa AK Parti gidici diye terör
örgütleri medyanın bir kısmından ciddi destek
görüyordu.
Selahattin Demirtaş,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek, “Seni adil
yargılayacağız” deme cüretinde bulunuyordu. Böyle bir
ortamda o zaman FETÖ aparatı olan Cumhuriyet gazetesi,
Ahmet Şık eliyle şehit savcımızın kemiklerini
sızlatan bir haber yaptı. DHKP-C’li teröristleri aklayan Şık
onların ağzından, “Bu eylem mecbur bırakıldığımız
yöntem” manşetini attı. Ahmet Şık açıkça terörü
meşrulaştırdı. Bu haber bile onu uzun süre içeride tutmaya
yeterdi.
Ahmet Şık uslanmadı. 28 Kasım
2015’te Twitter üzerinden, “Devletiniz
teröristtir” diye yazdı. “Tahir Elçi'yi tutuklamak
yerine katletmeyi tercih ettiler. Katil sürüsü bir mafyasınız ve
'katil devlettir' deyince bozuluyorsunuz” gibi utanmazca
tweetler atmaya devam etti.
Cezaevinden çıktıktan sonra AK
Parti hükûmetini mafya olmakla suçladı. Burası dibine kadar özgür
bir ülke olduğu için ilk seçimde HDP’den milletvekili oldu.
Bir terörist sevici, terör aklayıcısı bu ülkede vekil
olabiliyor! Ettiği sözlerin hukuki cezasını çekmedi
bile. En son Alman WDR kanalına konuşan Şık, Euro 2024’ün
Türkiye’ye verilmemesi gerektiğini söyledi ve devamında içindeki
nefreti kustu: “AKP hükûmeti 16 yıldır iktidarda olduğu
süreçte uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapma adına
müracaatları oluyor. Benim için Türkiye gibi temel özgürlüklerin
ayaklar altına alındığı, demokrasinin her geçen gün zedelendiği,
adalet sisteminin çöktüğü, hukukun üstünlüğüne olan inancını yok
olduğu, basın özgürlüğünün olmadığı, her şeyin gözü kör bir biat
kültürüyle işlendiği, tek adam tarafından yönetilen bir ülkeye
verilmesi bir dikta rejiminin uluslararası onaylanması anlamına
geliyor.”
Şimdi soruyorum: Avrupa’da vekil
değil sıradan biri terör ve terörizmi övebilir mi? Överse ne olur?
Avrupa ya da Amerika’da bir milletvekili savcı katleden
teröristleri aklasa yargıçlar ne yapar? Devleti mafya, katil ilan
ederse herkes bunu sineye çeker mi?
Neticede devlete katil diyen,
teröristleri aklayan, ülkesi aleyhine kara propaganda yapan biri
milletvekilliğini hak etmiyor. Normal bir ülkede olsa yargı
gerekeni çoktan yapmıştı. Böyle birinin vekilliği derhal
düşürülmelidir.