Biz Türk milletiyiz. Buradaki millet ırkçılık değil, herkesi
kucaklayan üst bir şemsiye gibidir. Bu topraklarda çok şehitler
verdik. Asker, polis, çocuk, kadın Türkiye için, vatan toprakları
için şehit oldular. Her ne kadar istemesek de, şehit vermeye devam
ediyoruz.
Dün gazetelerde yürek burkan bir şehit haberi daha vardı.
Mardin Emniyet Müdürlüğü'nün Özel Harekat Şube Müdürü Tufan
Kansuvat Ankara'da gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Eşi ve
iki kızı öksüz kaldılar. Tufan Kansuvat defnedilirken Diyarbakır'da
da analar PKK'nın kaçırdığı evlatları için seslerini duyurmaya
çalışıyorlardı. Alçak terör örgütü PKK küçücük çocukları analarının
elinden alıyor ama bazıları bunu görmüyor.
PKK orman yakıyor, birileri oralı bile olmuyor. PKK olayı
üstleniyor, gene ses çıkarmıyorlar. Kaz Dağları bahanesiyle, üç
tane ağaç diyerek ortalığı yakanlar PKK'nın çocuk kaçırmasına
ağızlarını açamıyorlar. Sizler ne biçim insanlarsınız!
Bu ülkenin sanatçılarının bir kısmı resmen PKK'yı destekliyor.
Aydınların bir kısmı ölüm sessizliğinde. İki PKK'lı geberse devlet
katliam yaptı diyorlar. Devletimiz haklı operasyonlar yapıyor,
bunlar devlete "seri katil" diyor. PKK sınırlarımızda devlet kurmak
istiyor, ülkeyi bölmek istiyor bunlardan çıt çıkmıyor.
Nerede bu barış akademisyenleri? 7 Haziran 2015 seçimlerinde
AK Parti düştü diye yönünü PKK'ya çevirenler, havaya bakıp "devlet
katliam yapıyor" diyen barış akademisyenleri nerede?
Diyarbakır'daki analara bir bakın. Sizlerin de evlatları var. Hiç
kendinizi o anaların yerine koyuyor musunuz?
Tufan Kansuvat'ın eşine ve iki kızına bakın. Alçak PKK iki
küçük kızı babasız, yetim bıraktı. Bu ülkede şehitler bazılarından
bir PKK'lı kadar hürmet görmüyor, PKK kadar haber değeri taşımıyor.
Yasin Börü'ler, Eren Bülbül'ler yok sayılıyor.