Cumhurbaşkanı Erdoğan yurt dışı gezilerine devam ediyor. Her ay
neredeyse Erdoğan birkaç ülkeye gidiyor. Türk devletinin diplomatik
hamleleri kaldığı yerden devam ediyor.
Türkiye’deki insanlar kendi ideolojik açılarına göre bu gezileri
değerlendiriyor. Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki ülkeleri otoriter
ya da diktatör diye değerlendirip "Türkiye’nin ekseni kaydı"
diyenler var. Böyle diyenlere göre Çin, Pakistan, Rusya, Hindistan,
İran gibi ülkeler önemsiz. Bu ülkelerle asla görüşmeyelim.
Peki Batı Blokundaki ülkeler Şanghay İşbirliği Üyesi ülkelerle
görüşmüyor mu? Görüşüyor. Ticaret de yapıyor. İşte Rusya gazı
keserim dediği an, Avrupa’nın ne hâle geldiğini gördük. Türkiye
Asya ülkeleriyle de görüşecek. Ticaret de yapacak. Dünya sanki
sadece Batı’dan ibaret!.. Dünya nüfusunun önemli bir kısmı
buralarda yaşıyor.
Öte yandan NATO üyesi ülkesiyiz ve Batı’nın bir parçasıyız.
İkinci büyük kara ordusuyuz. Ticaretimizin önemli bir kısmı
Batı’yla. Ayrıca hemen yanı başımızda. Türk gurbetçilerin de önemli
bir kısmı orada.
Türkiye’nin sadece coğrafi konumu bile tek taraflı olmasına müsaade
etmiyor. Zaten büyük ülkeyseniz ya da iddianız buysa tek taraflı
siyaset gütmezsiniz.
Ülkemizin Şanghay İşbirliği üyesi ülkelere ihracatı yüzde 6. Ama
ithalatımız yüzde 27. Bunun da çoğu enerjiden kaynaklı. İhracat ve
ithalatımızda daha çok yer kapsayan yer Batı. Yani Batı’yı da yok
sayamayız.
Türkiye izlediği dış politika itibarıyla çok etkin bir
ülke. Dünya da bunu kabul ediyor. Libya, Dağlık Karabağ,
Suriye, Balkanlar vb. proaktif bir siyaset izliyoruz. Çok da
başarılıyız. Etkin bir oyuncu olduğumuzu gösterdik. Rusya-Ukrayna
savaşındaki durum da bunu ortaya koydu. Tahıl koridoru meselesi
böyle çözüldü.
Türkiye çıkarları gerektirdiğinde herkesle dost da oluyor düşman
da. Elbette dost kazanmak daha önemli. Şu anda yapılan bu. Ülkeye
önemli para girişi oluyor. Dostane ilişkilerin faydası burada
ortaya çıkıyor.