Türkiye son beş yılda çok badire
atlattı. Bu badirelerin hemen hepsi seçilmiş hükûmeti indirmek
içindi. Türk tarihinde 27 Mayıs 1960 darbesinden beri sokak
hareketlerinden medet umuldu ve bunlardan sonuç alındı.
Üniversiteler, yargı, ordu, sendikalar, medya eliyle bu ülkede
darbeler yapıldı.
Gezi olayı da aynen böyle bir
örgütlenmeydi. Sokaklar yakılacak, halk isyana davet edilecek, ordu
harekete geçecek, medya çağrı yapacak, yargı anayasal düzeni
yıkmaktan davalar açacaktı. Gezi başarılı olsa iddia
ediyorum Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve ailesi rahmetli Menderes’ten
beter edilecekti.
İşte bu gezinin finansmanını
sağlayan Osman Kavala şu an tutuklu.
Hain Can Dündar ve “Mesele
ağaç değil, hâlâ anlamadın
mı?” diyen Mustafa
Alabora hakkında gözaltı kararları çıktı. Bu
isimlerin hiçbiri masum değil. Kavala elimizde ama diğer iki isim
firari ve nereye kaçarlarsa kaçsınlar onları da bu ülkeye
getireceğiz.
Burada özellikle Osman Kavala’ya
dikkat etmek lazım. Kavala, HDP ve Selahattin
Demirtaş’ın sıklıkla kullandığı “Seni başkan
yaptırmayacağız” sözünün sahibi. Çözüm sürecini
bitiren isimlerden. Kürt vatandaşlarımıza, “Devletin
verdikleriyle mi yetineceksiniz?” diyerek onları
kışkırtan isim. Masayı deviren ve HDP’ye “Asla
barışmayın” diyen Kavala, bağlantılı olduğu dış
istihbaratlarla Türkiye’ye âdeta meydan okudu. Şimdi ağlamanın
zamanı değil. Bu arada 2015’te "hendek
savaşları"yla devletimizi bölmek isteyip Türkiye’nin
sınırlarıyla oynayan iki ismin aldığı cezalar onandı. HDP Eş
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “terör örgütü
propagandası yapmak" suçundan 4 yıl 8
ay, Sırrı Süreyya Önder de aynı suçtan 3
yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sırrı da ait olduğu cezaevine
girdi. Artık ağlaşan bu isimler zamanında devlete meydan okurken
düşüneceklerdi...
Yeniden Kavala ve Gezi’ye
dönersek. Kavala’yla bağlantılı olan ve Gezi’de seçilmiş meşru
hükûmeti devirmek isteyen herkese hukuken hesap
sorulacaktır. Gezi kalkışması Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’ne
yönelik bir darbe teşebbüsüdür ve bu aşağılık darbe teşebbüsünü
desteklemiş tüm gazeteciler, akademisyenler vs. yargılanacaktır.
Hukukun gereği budur. Bu suçu işlemiş olanlar bundan
kaçamazlar. 6-8 Ekim 2014 cinayetlerinin
bedelini Selo gibiler nasıl ödüyorsa bu
darbe teşebbüslerine destek veren her gazeteci, akademisyen vb.
bedelini ödeyecekler. DEVLET anında ceza
verecek diye bir şart yok
ama DEVLET mutlaka cezasını verir.
Yıllar geçse de bedelini ödetir.
Şunun altını bir daha çizmek
isterim: 6-8 Ekim 2014’ten 7 Haziran-1 Kasım 2015’e kadar ve
sonrasında PKK terör örgütünün siyasi kolunu destekleyen herkesin
sonu aynı olacak. Cumhurbaşkanımız artık gidici diye 7 Haziran 2015
seçimlerinde HDP ve dolayısıyla PKK’yı destekleyenler de hukuktan
kaçamaz. Kaçamayacaklarını göreceğiz.
Hem 7 Haziran 2015 ila 1 Kasım
2015 arası PKK’yı destekleyenler, Gezi’de sokağa çağrı yapan
gazeteci ve akademisyenler yaptıklarının bedelini ödeyecekler. Bu
soruşturmaları yürüten savcı ve hâkimlerimizin ne kadar istekli
olduklarını görüyoruz. O yüzden “geçti unutalım”,
“Gezi darbe girişimi değildi” diyenler fena hâlde
yanılıyorlar.
Osman Kavala ile bağlantılı bazı
gazeteciler de ileride bu darbe girişiminden ötürü yargılanacaktır.
15 Aralık 2017’de bu köşede Kavala olayını yazmıştım.. Osman Kavala
ile düzenli irtibat ve
iltisakı DEVLET tarafından kesin olarak
tespit edilmiş suçlular var. Suçluların HTS, SMS, WhatsApp,
FaceTime kayıtları gün gün belirlenmiş durumda. Cürüm net. Zaten
Kavala tutuklandığında sıvışan, köşesini bırakıp kaçanlar belli.
Son bir yıldır köşelerinde Osman Kavala’yı en çok savunanlara
bakın. Bu mücrimlerin ortak özelliği başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan
olmak üzere Hakan
Fidan’a, Süleyman
Soylu’ya, Hulusi Akar’a ve diğer
vatansever insanlara saldıran aynı alçaklardır.
Tayyip Bey’e, Hakan Fidan’a,
Süleyman Soylu’ya, Hulusi Akar’a en çok saldıranlar hem Kavala ile
yakın bağlantısı olup hem de bu davaları götüren savcı ve
hâkimlerimize sövenlerdir. Bunların hepsi biliniyor. İşte şimdi ne
yaparsanız yapın kaçamayacaksınız.
Yok akademisyenmiş, yok
gazeteciymiş onu bu haltları yerken düşünecektiniz. Kimse ifade
özgürlüğünden bahsetmesin. Kavala’ya kol kanat gerenler, onu her
gün övenler, PR’ını yapanlar hukuken bedel ödemeye hazır
olsun. Benden söylemesi. Gezi Davası ve Kavala olayı çok su
kaldırır. Ne olursa olsun bu davaları takip edeceğiz ve suçluların
gereken cezayı alması için var gücümüzle çalışacağız.