Türkiye Cumhuriyeti devletinin
şakası olmadığını artık herkes anlamıştır. Silahlı
Kuvvetlerimiz ve Suriye
Millî Ordusu dün saat 16.00 itibarıyla Fırat’ın
doğusunda bulunan PKK-YPG/PYD terör örgütüne
karşı "Barış Pınarı" operasyonunu
başlattı. Allah yardımcıları olsun, ayaklarına taş
değmesin.
Operasyon hazırlıkları sürerken
gerek sosyal medyada gerekse yazılı-görsel
medyada, “Türkiye ABD’den izin almadan giremez, Suriye
bataklığından çıkalım” yazanlar şimdi ne
düşünüyorlardır acaba? Türkiye gibi güçlü bir ülkenin birilerinden
izin almaya ihtiyacı yoktur, biz ABD ile müzakere ederiz,
karşılıklı çıkarlarımızın örtüştüğü noktalarda anlaşıp örtüşmediği
noktalarda ise ortada bir yerde kalırız.
Neticede Trump askerlerini güneye çekti
ve devletimizin sahada olduğu kadar masada da ne kadar güçlü
olduğunu ispat edercesine hızlı bir şekilde kararlarını uygulamaya
koydu.
Anlayacağınız, istediğimizi
önünde sonunda almayı başardık.
Peki operasyonun ucu nereye kadar
uzanacak? Hemen cevap verelim: Devletimizin ve
milletimizin ulusal güvenliği hangi noktada-bölgede tehdit
altındaysa oraya kadar gidecek... Bugün
Tel Abyad ve Resulayn, seçilen iki ana merkez. Yarın
Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Menbiç’ten
Irak sınırına kadar.
Nerede tehdit varsa arayıp bulup
başını ezeceğiz. Bunlar çocuk oyuncağı işler değildir,
televizyonlarda her akşam temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp
konuşulan, birbirinin aynısı kısır tartışmalar da artık sona
ermelidir. Türkiye, güvenliğinin nereden başlayıp nerede biteceğini
kendisi takdir edecek ve ona göre planlarını uygulamaya koyacaktır.
Milletimizin takdiri de isteği de bu yöndedir.