Bugünlerde sinemalarda muhteşem bir film oynuyor.
Adı “En Karanlık Saat”. Gary Oldman’ın
muhteşem oyunculuğunda İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm anlarından
birinde İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in
olağanüstü devlet adamlığını ve lider olmanın ne demek olduğunu
ortaya koyuyor.
Önce o döneme ve neler olduğuna bir bakalım. Sonra
günümüzdeki liderliklere ve Erdoğan’ı diğerlerinden ayıran karakter
analizini yapalım... 1940 Mayıs ayı. İkinci Dünya Savaşı’nın en
yoğun yaşandığı yıllar. İngiltere ve Fransa hariç Avrupa Nazilerin
kontrolündedir. Belçika düşmek üzeredir. Fransa’nın gücü, imkânı
sınıra gelmiştir. Geriye sadece İngiltere kalır.
O günlerde İngiltere’de hükûmet çok sıkıntılıdır.
Muhalefet çok sert eleştirilerde bulunur. Hitler’e
müsamaha göstermekle eleştirilen Chamberlain istifa eder.
Yerine kim geçecek sorusu ortaya çıkar. Herkesin görüşü Dışişleri
Bakanı Vikont Halifax’ın Başbakan olacağı yönündedir.
Ancak Halifax “Benim zamanım
gelmedi” der.
Kral 6. George (kekeme kral) dâhil bütün devlet erkanı
Hitler’in İngiltere’yi yeneceğini düşünür ve bu işi kim yapmalıdır
sorusuna cevap aranırken herkesin aklına yaşlı Aslan Churchill
gelir. Kişisel tarihinde Gelibolu gibi bir hezimet olan
Churchill’in en büyük mahareti Hitler’i öngörebilmesiydi. Dostları
onun için, “Durgun saat de günde iki kere doğruyu
gösterir” demişti. Churchill yalnız bir adamdı. Ama en
akıllı da oydu...
Churchill Başbakan olur ve herkes bir an önce Mussolini
ara buluculuğuyla Almanya ile barış yapılmasını ister. Kimse zafere
inanmaz. Herkes mağlubiyetten emindir. Sadece karısı Clementine,
Churchill’e inanır. Halifax, Chamberlain ve Savaş Kabinesi hemen
barış yapılmasını ister. Churchill yüzünü halka çevirir. Halkı
şöyle bir yoklar ve zaten inandığı zafer için tarihe geçen
konuşmayı yapar: “Dermanımız tükenmeyecek,
yenilmeyeceğiz. Sonuna kadar gideceğiz. Fransa’da savaşacağız,
denizlerde ve okyanuslarda savaşacağız. Bedeli ne olursa olsun
adamızı savunacağız. Plajlarda savaşacağız, çıkarma yerlerinde
savaşacağız, tarlalarda ve sokaklarda savaşacağız, tepelerde
savaşacağız. Asla teslim olmayacağız...” Bütün diğer
büyük liderler gibi tek başına bir ulusu harekete
geçirebildi...