Avrupa’ya ilk kez giden her Türk orada gördükleri karşısında şaşırır. Bizdeki kadar lüks cep telefonu, arabayı, giyim kuşamı orada göremezsiniz. Çoğunluk sadedir. O lüks ve şatafat da genelde yabancıların tüketimidir.
Türkiye’de abartı kültürü inanılmaz boyutta. Taksitle cep telefonu alanlar, yemeyip içmeyip lüks çantaya yatırım yapanlar, arabasını değiştirenler inanılmaz boyutta. Sade olmak kimsenin işine gelmiyor. Bu tür harcamalar yapmak için de kolay para gerekiyor. Çünkü emekle, çalışarak elde edilen para kolay kolay boşa harcanmaz.
Bitcoin gibi sanal paralar, borsa yatırımları, online kumar herkesin iştahını kabartıyor. "Alışmış kudurmuştan beterdir" derler. Özellikle kumara alışanlar bırakamıyor. Elde avuçta ne varsa harcıyorlar. Bazen kazanıyorlar. O istekle daha büyük oynayıp batıyorlar. Çocuğunun, eşinin rızkını kumarda kaybedenler var. Bunalıma girip intihar edenler de oluyor, psikolojik tedavi görenler de.
Kolay paranın bir tuzak olduğunu bir türlü anlayamıyorlar. Yatırım vaadiyle, bir koyup on alma numarasıyla milyonlarını kaptıranlar var. Bu kadar haber çıkmasına...