İş ilişkisinin sona ermesi halinde
işçilerin kıdem tazminatına hak kazanmaları iş ilişkisinin sona
erme nedenine bağlıdır. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi,
kıdem tazminatına hak kazanma bakımından işçinin işten ayrılmasıyla
işverenin işçiyi işten çıkarmasını birbirinden ayırmıştır.
İşverenin işçiyi işten çıkardığı durumlarda, işçinin İş Kanunu’nun
25/II. maddesinde sayılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan
bir davranışı bulunmuyorsa, çalışana kıdem tazminatı ödenmek
zorundadır. Bu nedenle işveren işçiyi ister bildirimli olarak,
isterse 25. maddede sayılan diğer sağlık nedenleri, zorlayıcı
nedenler ya da tutukluluk nedeniyle derhal çıkarsın, kıdem
tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. İşçi açısındansa tam tersi bir
düzenleme getirilmiş, işçinin ancak İş Kanunu’nun 24. maddesinde
sayılan haklı nedenlerden birine dayanarak işten ayrılması halinde
kıdem tazminatına hak kazanacağı kabul edilmiştir. Haklı nedenler
dışında işçi ancak üç nedenden birine dayanarak işten ayrılırsa
kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.