29 Eylül 2019 tarihinde MİLGEM’in ilk dörtlü paketinin son
gemisi TCG Kınalıada öğle saatlerinde donanmaya teslim edildi.
Geminin ambleminde kalpaklı Mustafa Kemal, Mavi Vatan sularını
yaran Kınalıada’ya bakıyordu. Geminin sloganı ise “Mavi Vatana
Adanmışlar” idi. Gemi törenden sonra Bismillah Vira komutu
ile artık Mavi Vatan’daki çıkarlarımızı korumak ve gerektiğinde
ateş gücünü kullanmak üzere Donanma’ya katıldı. Kaderin anlaşılamaz
gücü ve yaratıcılığı olsa gerek, o andan tam 24 saat sonra okul,
meslek, görev, filo, karargah, dava, kader, hapishane, gazete ve
sınıf arkadaşım Amiral Soner Polat’ı, benim en yakın dostum Soner
Abi’yi, sonsuzluğa uğurladık. Aydınlık gazetesindeki köşesine
verdiği isim “Bismillah Vira” idi. O da demirini vira etti ve TCG
Kınalıada’nın personeli ile buluştuğu ve yeni bir ruh kazandığı
günü selamlarcasına Mavi Vatan’a Adanmışların arasına katıldı.
Artık benim gözümde ve gönlümde MİLGEM’in ilk grubunun son gemisi
TCG Kınalıada, Soner’in gemisidir. Soner hepimize o şanlı gemi ve
Cumhuriyet Donanması üzerinden büyük bir mesaj vermiştir.
Yiğit Amiral Soner’i 2 Ekim 2019 günü Zincirlikuyu’da Vatan
Toprağının koynuna teslim ettik. Binlerce seveni onu toprak gemiye
emanet etti. Deniz Kuvvetlerimizin mükemmel yönetim ve
yönlendirmesinde icra edilen askeri törende devlet ve milletin tek
yumruk olduğunu gördük. Özlemini çektiği birlik ve beraberlik
tablosu son yolculuğunda onu temsil ediyordu. Törene katılan siyah
takım elbiseli binlerce sevgi dolu genç Vatan Partisi mensubu,
Başkan Yardımcıları Soner Polat’a olan saygı ve bağlılıklarını asil
duruşları ve gözyaşları ile dışa vuruyorlardı. Cesur ve erdem
sahibi bir lidere ancak böyle veda edilirdi.
Son eseri Mavi Vatan için Jeopolitik Rota isimli kitabının adını
vermemi ve önsözünü yazmamı istemişti. Önsözde Soner’i şöyle tarif
etmiştim:
“Şüphesiz onun en büyük erdemi cesaretidir. Montaigne,
Denemeler’inde şöyle der: Bir adamın değeri yüreğindedir. Gerçek
orada yatar. Yiğitlik kolların bacakların değil cesaretin ve ruhun
sağlamlığındadır. Yiğit, düşünce cesaretini yitirmeyendir. Ölüm
korkusuyla özgüvenini hiç yitirmeyen, ruhunu teslim ederken
yılmadan ve horlayan gözlerle düşmana bakan yenilebilir ama onu
yenen düşmanı değil talihidir. Erdemin onuru, yenmekte değil
dövüşmektedir. (Montaigne-Denemeler)
SONER DAİMA DÖVÜŞTÜ
Asla boyun eğmedi. Fikir ve görüşlerini şark kurnazlığının sisli
duvarları arasında, üst ve amirlerinin beklediği ve onları memnun
edecek doz ve kapsamda değil, gerçeği, mutlak gerçeği rehber
edinerek söyledi. Hiçbir zaman ön sıralara geçip kendini göstermeye
çalışmadı. Neyse o oldu. Engin bilgisi her daim pusulası oldu.
Gerçeği aradı. Ona erişmek için daima okudu. Tartıştı. Bilginin
erdemle birleştiğinde en büyük güç olduğunu hem astlarına hem
üstlerine öğretti. Diğer yandan etrafına devamlı umut aşılayan ve
asla ümitsizliğe kapılmayan üstün ruha sahipti. 2017 yılında
Ankara’da icra edilen Vatan Partisi kurultayında okuduğu
Nazım Hikmet’in aşağıdaki dizeleri gerçekte onu tarif
ediyordu:
“Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm; Bizim de üstümüze
güneş doğacak gülüm...;
Gülüşüne bir kurşun sıksa da ölüm; Unutma ki umuda kurşun
işlemez gülüm...’’
YAZAR SONER POLAT
Soner 3.5 yıllık Balyoz kumpasının son döneminde Ulusal Kanal’a
haftalık makaleler yazmaya başladı. 12 Ağustos 2015 tarihinde
Aydınlık gazetesinde Bismillah Vira adını verdiği köşesinde ilk
yazısını yayınladı. Son yazısı hastalığının ağır bir safhaya
girdiği 7 Mayıs 2019 tarihine kadar devam etti. Sadece Aydınlık’ta
650 yazıya ruh verdi. Ulusal Kanal’a yazdıkları ile birlikte
toplamda 900’e yakın makalenin sahibi oldu. Dile kolay. Bu
zenginliğin yanına son 4 yılda yazılan ve her biri çok sayıda yeni
baskı yapan baş yapıt 3 kitabı ve Deniz Kuvvetleri’nde aktif
görevdeyken yazdığı İstiklal Harbinde Bahriyemiz kitabını
eklerseniz, karşımızdaki entelektüel birikimin ve yüksek enerjinin
farkına varabiliriz.
YAZDIĞI HER KELİMENİN KAĞITTAKİ İZİ MUSTAFA
KEMAL'DİR
İlk makalesi olan Aydınlık’ta İlk Seyir’in son bölümünde şunları
yazmıştı: “Dürüstçe ifade edeyim. Ben taraf tutan bir yazarım.
Atatürk ilke ve devrimlerinde tarafım... Cumhuriyet değerlerinde
tarafım...Vatan, millet, bayrak kavgası varsa sapına kadar
tarafım...Türkiye’nin milli bütünlüğü ve tam bağımsızlığı konusunda
tarafım...Türkiye’nin ulusal çıkarları konusunda tarafım...
Mehmetçik söz konusu ise kayıtsız koşulsuz tarafım... İşçinin,
emekçinin ve ezilen halkın kavgasında tarafım... Emperyalizm ile
boğuşan tüm milletlerin kavgasında tarafım... Üretime dayanan milli
bir ekonomi için tarafım... Demir alarak Aydınlık seyrine başlarken
köşemin adını ‘Bismillah Vira!’ koydum. İnşallah Allah utandırmaz
ve geçmişten gelip geleceğe uzanan bu kutlu hareket için bir çivi
de ben çakarım...’’
ŞAŞMAYAN PUSULA
Soner Polat, gideceği limanı bilen, rotasını çizen ve şartlar ne
olursa olsun zig zag yapmadan, yalpalamadan, kararsızlığa asla
sürüklenmeden hedefine ilerleyen bir akıldır. Bir düşünce yoludur.
Türkiye’nin Avrupa Atlantik yapıya teslim olduğu son 73 yılın her
alanda yarattığı döneklik, iki yüzlülük, sahte kahramanlık, şark
kurnazlığı, bilgisiz bilgiçlik, kalleşlik, kirlilik, hedonizme
teslimiyet ve onursuzluğa inat, erdemin, sadeliğin,
dürüstlüğün, yüksek kültürün, cesaret ve vefanın kısacası
Aydınlığın sembolüdür. Yüksek teorik altyapısı ve pragmatik
liderliği ile Türkiye’nin geleceğine büyük katma değerler
üretmiştir. Vatana ve Mavi Vatana adanmış asil ruhu ve öğretileri
Türkiye’nin en karanlık anlarında devlet adamından siyasetçiye;
askerinden, öğretmenine toplumun her kesimine yol göstermiştir. Bu
rehber fikirler sonsuza dek ışık tutmaya devam edecektir.
DEVLEŞEN AMİRAL: SONER POLAT
Türkiye’nin başka boyut ve düzlemde yaşadığı farklı bir Kurtuluş
Savaşı’nın devam ettiği konjonktürde Soner gibi bir Amirali tasfiye
ederek özgürlüğünü çalan cellatlar, yaşamaya devam etseler de
her gün yalnızlaşacaklardır. Yaşarken saklanan ve onursuzlaşanlara
inat, o aramızdan ayrılırken bile devleşmiştir. Tarihin
kayıtlarında hain olarak kaydedilen kirli isimler karanlıklara
gömülürken, bu dönemin Soner gibi vatanseverleri, aydınlık ve
onurlu sayfalarda sonsuza dek başrol alacaklardır. Ne mutlu
haysiyetiyle yaşayan ve doğru tarafta olan insanlara. Ne mutlu
Mustafa Kemal’in gerçek fedailerine.