Geçen yaz Güneydoğu’da güvenlik güçlerimiz terör örgütüyle
mücadele ederken bölgede nereden geldiği belli olmayan ve
çoğunlukla sivilleri hedef alan Alman keskin nişancılardan
bahsediliyordu.
Suriye’den geldikleri iddia edilen ve terör örgütü safında
yer tutan bu tipler kimdi, nerden geldiler, nereye gittiler hâlâ
kimse bilmiyor.
Ama o gün de bugün de herkes şu soruya cevap arıyor: “Alman
keskin nişancının Güneydoğu’da ne işi vardı?”
★
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün “hava kuvvetleri
imamı” firari Adil Öksüz’ün darbe girişiminden 6 gün sonra ABD’nin
İstanbul Başkonsolosluğu’ndan arandığını açıklamıştı.
O gün herkes şunu sormuştu: “Amerika Büyükelçiliği’nin
FETÖ’nün darbe girişimini yöneten elebaşlarından biriyle ne işi
vardı?” (Not: Büyükelçilik, Adil Öksüz’ü vizesini iptal ettiklerini
söylemek için aradıklarını açıklamıştı... Yerseniz!)
★
Hatırlıyor musunuz, Gezi Parkı eylemlerinin sembol bir ismi
vardı: Ayşe Deniz Karacagil. “Onu herkes kırmızı fularlı kız”
olarak tanıdı.
Gel gör ki, kırmızı fularlı kız hiç de sandığımız gibi
çevreci ve demokrat biri çıkmadı. Gezi’den sonra soluğu Kandil’de
aldı. PKK’ya katıldı. Karayılan’la filan fotoğraflar
çektirdi.
Çevrecilikten teröristliğe sert bir geçiş yaptı!
Aylar sonra ilk kez dün haber aldık kırmızı fularlı
teröristten.
Ayşe Deniz Karacagil, Suriye’nin Rakka kentinde bir çatışmada
ölmüştü. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: “Gezi Parkı’ndan
Kandil’e oradan Rakka’ya... Bu nasıl iş arkadaş?!”