ANALİZ
Yıllar önce söylenen bir söz hala hafızalardaki
yerini aynı tazeliği ile koruyor. AKP Genel Başkanı Tayyip
Erdoğan henüz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken
“Demokrasi bizim için bir tramvaydır. Amacımıza
ulaştığımızda o tramvaydan ineriz” demişti. Aslına
bakarsanız o binilen demokrasi tramvayından çoktan indiler. AKP’nin
özellikle Genel Başkan Erdoğan’ın yıllardır
demokrasi ile uzaktan yakından
ilgisi kalmadı. Demokrasi, hukuk, insan
hakları, özgürlükler, milli irade kavramları sadece
ağızları dolduran kelimelerden ibaret.
Ancak Erdoğan her şeye rağmen bugüne kadar sanki
demokrasiye uyuyormuş gibi yapıyor, sözel olarak
“demokrasi, hukuk” demekten hiç vazgeçmiyordu. Ama
şimdi durum değişti. AKP içinde “bir
şeyler” oluyor. Emirle istifa
ettirilenler var. Ama görünen o ki bu emirlere
uymayanlar da çıkıyor. Bu da Genel Başkanın
karizmasını fena halde çizebilir.
Durum böyle olunca artık Erdoğan “sözle de olsa”
demokrasiye sığınmaktan tamamen vazgeçmiş
görünüyor. Şu cümleler Erdoğan tarafından sadece iki gün önce
söylendi; “Bizim siyasi partimiz, aynı zamanda bir davadır.
Bu davaya inanmış olanlar, bu davaya gönül vermiş olanlar,
gerektiğinde genel merkeze gelir istifasını teklif eder, ondan
sonra da bir başka arkadaşla yola devam edilebilir. Zaten istifa
eden de, partiden istifa amacıyla değil, bulunduğu makamı boşaltmak
için o tür bir adım atar. Bir makama getirilirken her şey iyi
güzel, ama benim metal yorgunluğu olarak dediğim durumlarda makamı
boşaltılmasının istenilmesi niye yadırganıyor? Kaldı ki istifa ya
da görevden ayrılma, bu davada bir sorun olarak görülmemelidir. Ama
dava olarak görmez de, hasbi değil hesabi davranırsan; ‘Benim şanım
var şerefim var’ dersen, kusura bakma ama partinin şerefi herkesin
şerefinin şanının çok daha önündedir.”
Bu sözler demokrasi tramvayından artık
“binmemek” üzere inildiğinin çok açık kanıtıdır.
Erdoğan siyasetten değil davadan
söz ediyor, milli irade tarafından seçildiğini
söylediği kişilerin aslında seçilmediğini
kendisinin seçtiğini söylüyor, kendisi tarafından
seçilirken ses çıkarmayanların şimdi kendisi
tarafından gönderilirken itiraz etmelerine çok
şaşırdığını belirtiyor, görevden atılanların kendi
onur ve haysiyetlerini
düşünmelerini ise saçma bularak “yok öyle şey”
diyor.
Erdoğan 2019’da “tek adamlığını” ilan edebilmek
için artık önünde hiçbir engel olmamasını istiyor.
Bu nedenle partisi içinde de temizlik yapıyor. Bu
temizlik şu ana kadar başarılı oldu. Ama az da
olsa “çıkıntı” isimler var. Bunlar
istifaya yanaşmıyor ya da bilemediğimiz
pazarlıklar yapmaya kalkıyor. İşte Erdoğan’ın buna
tahammülü yok. Bu durumda demokrasicilik
oyunu oynamanın da bir anlamı kalmadığına inanmış olmalı
ki adeta “tramvaydan indik elhamdülillah” diyerek
asıl duygu ve düşüncelerini açığa çıkarıyor.
İşe bakın ki yıllarca AKP’de demokrasi ve hukukun
asla geçerli olmadığını anlatmaya çalıştık. Şimdi
kendi kendilerine bu gerçeği ifşa ediyorlar.
CANIMI SIKAN ŞEYLER