ANALİZ
Seçimden sonra dün yazdığım ilk yazılardan birinde
“Muharrem İnce başkan olmak isteyebilir ama CHP’de kararı
delegeler verir, bakalım 1250 delegeyi aşacak mı?”
mealinde bir soru sormuştum.
Ama iş oraya kadar bile gitmeyecek galiba. Çünkü
CHP’nin genel merkez yönetimi dün itibarıyla
cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye adeta
bayrak açtı.
Bu koşullarda Muharrem İnce’nin başkanlık için
yarışmaya kalkması olasılığı hayli azaldı. Genel merkezin bu tavrı
sonucu parti içinde “olağanüstü kurultay” çağrısı
yapılması da zorlaştı.
Peki, Kılıçdaroğlu’nun ve genel merkezdeki
yöneticilerin bu tavrı doğru mu, partinin geleceği
için olumlu bir adım mı?
Şunu söylemek gerekir ki CHP artık bu yönetimle
devam edemez.
Kılıçdaroğlu ve yönetiminin “bu seçimin
mağlubu aslında AKP’dir, çok oy kaybetti, seçim adaletsizdi, buna
rağmen biz çok iyi oy aldık” demeleri ancak kendilerini
kandırır kamuoyunda ise şiddetli
bir tepki alır.
Kılıçdaroğlu’ndan dün bir istifa
beklemiyordum.
İstifa partiyi de zora sokacaktır çünkü. Bunun
yerine “seçim sonuçlarını değerlendireceğiz, eksiklerimizi
gördükten ve gerekli önlemleri aldıktan sonra durumu tekrar gözden
geçirecek ve eğer gerek olursa yönetim değişikliğine
gideceğiz” demesinin daha uygun olacağını
düşünüyordum.
Oysa Kılıçdaroğlu neredeyse seçimin
galibinin kendileri olduğunu söyledi.
Sanıyorum rejimin değiştiğini, parlamentonun artık
işlevsiz hale getirildiğini, Erdoğan’ın
ülkenin tapusunu aldığını henüz tam
algılamış değil.
CHP’nin önümüzdeki belediye
seçimlerine hazırlandığını ve bu seçimleri kazanacağını söylemesi
ise bana göre tam bir talihsizlikti.
Nedeni basit; demek ki CHP
yönetiminin asıl amacı şimdilik yönetimi kimseye
bırakmayarak önceliği kazanacağını
sandığı yerlerdeki belediye başkan
adaylarını belirlemekmiş.
Kılıçdaroğlu’nun İnce’ye partinin kapılarını
kapatması da zannediyorum CHP
kamuoyunda inanılmaz bir tepki görecektir.
Kılıçdaroğlu “İnce’nin partiden daha fazla oy almasının
normal olduğunu” söyledi. Bu elbette doğru.
CHP genel başkanı partinin işlerine partililerin karar
vereceğini söyledi. Bu da elbette doğru.
Ama söyledikleri “İnce başkan olamaz” demekten
başka bir şey değil.
Kılıçdaroğlu’nun CHP seçmeninin çok
hassas hatta kırılgan hale
geldiği bir dönemde “İnce’ye tavır alması” bir
anlamda “partinin de ipini çekmek” demek olduğunu
görmemesi mümkün değildir.
Kılıçdaroğlu ve ekibi bu tavırlarını sürdürürse
CHP’nin bırakın yerel seçimde
başarılı olmayı baraj sorunu bile
yaşayabileceğini söylemek yanlış olmaz.
Bu arada bir görüşümü de İnce için belirtmek
istiyorum: Seçim kampanyasını çok başarılı biçimde
sürdürdü. Arkasına milyonlarca hayran taktı.
15 milyon oy aldı. Ancak İnce bu
başarıya güvenerek çok hızlı
biçimde CHP’nin genel başkanı olmaya soyunursa
bana göre hayal kırıklığı yaşayabilir.
İnce’nin çevresine ve özellikle iktidar kanadının
tahriklerine kapılmaması gerekir. İnce
politik geleceği en güçlü ve lider olma kapasitesi
en yüksek isimlerden biri olduğunu asla
unutmamalı ve buna göre itidalli
davranmalıdır bana göre.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER