ANALİZ
AKP Genel Başkanı Erdoğan aynı anda
üç ayrı yerden birden hiç sıkıştırılmamıştı.
Erdoğan’a muhalefet çok yapıldı.
Çok müthiş iddialar da dile getirildi. Hatta öyle
iddialar oldu ki “Bunun altından
kalkamaz” bile dendi.
Bu kez farklı. Çünkü Erdoğan’a yönelik oklar
sadece muhalefetten değil.
İçeriden de ok atıldı. Gerçi
içeriden atılan oklar eleştiri
için değil. Tam tersine Erdoğan’ı korumak ve
yüceltmek için. Ama bunlar öyle “iyi
niyetli” sözler ki Erdoğan’ı adeta köşeye
sıkıştırıyor.
Lafı uzatmayayım. Önce muhalefetten gelen salvoya
bir bakalım. İYİ Parti Genel Başkanı Meral
Akşener partisinin İstanbul İl Kongresi’nde yaptığı
konuşmada Erdoğan’ın“Amerika’nın isteği ile şeker
fabrikalarını özelleştirme kararı aldığını” söyledi.
Akşener bu konuda aynen şöyle konuştu;
“Bizler şahsi çıkarlarımızı her zaman geri planda tuttuk.
Şahsi çıkar demişken Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Tillerson’la
gerçekleşen üç buçuk saatlik görüşmede neler konuşuldu? Reza Zarrab
lafı açıldı mı? Onun serbest bırakılması için şeker fabrikalarını
mı satışa çıkardınız? Suriye meselesi görüşüldü mü? Kıbrıs
görüşüldü mü? Bizler bunun takipçisi olacağız ve hepsinin gereğini
yapacağız siz de buradan dinleyin.”
Akşener
konuşmasının bir başka bölümünde de GDO’lu
ürünlerden söz ederek “Amerika’dan Cargill istedi
bizimkiler harekete geçti. Merkel tak istedi bizimkiler vermişti
ya. Şimdi de Amerika istedi bizimkiler şeker fabrikalarını tak
satışa çıkardı” dedi.
İYİ Parti liderinin sözlerine
saraydan bir yanıt gelmedi. Ancak
saray danışmanlarından Yiğit
Bulut TRT’de yayınlanan programında şeker fabrikalarının
özelleştirme kararı ile ilgili çok ilginç sözler
sarf etti. Bulut’un söyleri şöyle;
“Nişasta bazlı şeker (NBŞ) lobisinin şeker fabrikalarını
yok etmek istediği yönünde binlerce mesaj alıyoruz. Türkiye gerçek
şeker yiyecekse, bu fabrikaların hayatta kalması gerekiyorsa, Sayın
Cumhurbaşkanımız asla böyle bir şeye izin vermez. Sayın
Cumhurbaşkanımız 5 milyar dolarlık otoyol ihalesini nasıl durdurdu?
Milletimizin yararına ise bu konuda da gerekli adımı
atacaktır.”
Yiğit Bulut uzunca bir süredir
NBŞ ve GDO konularında
öfkeli konuşmalar yapıyor Amerikan
Cargill şirketini de suçluyor.
Sarayın danışmanı Erdoğan’ın şeker fabrikalarının
özelleştirilmesine asla izin vermeyeceğini
söylerken AKP’nin resmi Parti
Sözcüsü Mahir Ünal ise tersten çaktı
adeta. Ünal da partisi adına açıklama yaparken
şunları dile getirdi; “Kazanılmış hakların herhangi
bir şekilde kaybına fırsat vermeden, yine özellikle pancar üreten
çiftçilerimizin hiçbir şekilde mağdur olmasına izin vermeden
gerçekleştireceğimiz bir düzenlemeyi konuşuyoruz. Sayın
Cumhurbaşkanımızın bu konuda herhangi bir müdahalesi söz konusu
olmayacak.”
Mahir Ünal, Erdoğan’ı kastederek
“çok net” konuşuyor. Yiğit
Bulut’un aksine Erdoğan’ın şeker fabrikaları konusuna
müdahalesinin “söz konusu olmayacağını”
açıklıyor.
İşte bunun için “Erdoğan’ın üçlü şeker kıskacında”
olduğunu yazıyorum. Ortada çok ciddi bir iddia
var. Erdoğan’ın ne yapacağını söyleyen birbirine
zıt iki “parti içi görüş” de var.
Bir taraftan Erdoğan’ın gerçekte ne yapacağını
merak ediyorum ama diğer taraftan da
“AKP’de bir şeyler mi oluyor, işler kötüye gittikçe içeride
kaynamalar mı başladı?” diye sormaktan da kendimi
alamıyorum.
Siz ne dersiniz?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER