ANALİZ
Seçimlere 2 ay 10 gün kaldı artık.
En sıkıntılı döneme giriyoruz.
Artık listeler kesinleşecek, itirazlar değerlendirilecek ve seçim
günü gelip çatacak.
Ben hâlâ kuşkuluyum seçim olacağından.
Çünkü sokağa çıktığınız zaman bundan önceki hiçbir şeçimde
görmediğimiz bir hava esiyor.
Açıkça görülüyor ki AKP’nin oyunda ciddi bir düşüş
var.
Daha doğrusu önceki seçimlere göre “bu kez oyumu AKP’ye
vermeyeceğim” diyenlerin sayısında çok büyük bir artış
gözleniyor.
Daha önce AKP’ye oy vermiş ama bu seçimde sandığa
gitmeyeceğini söyleyenlerin sayısı da hayli fazla.
Seçimlerin yerel alanda olması, bu nedenle Erdoğan
iktidarına zarar veremeyeceği düşüncesi de bazı
AKP’lilerde, “Bizimkiler biraz fazla şişti, yerelde bir
ders vermek gerek ki, saray da anlasın” fikrini
körüklüyor.
Bunların hepsi doğru gözlemler.
Benim gözlemlerim değil sadece, pek çok kişinin
ortak gözlemini paylaşıyorum sizlerle.
Eğer gidiş bu gidişse, Erdoğan’ın buna razı
gelmesini kimse beklemesin.
Eğer bu seçimi kaybedecekse, bu seçimi
yaptırmaz.
Elbette bu seçimin sonucu saraydaki iktidarı
devirmeyecektir ama seçimden hezimetle çıkmanın getireceği
gerçek ve psikolojik etkiler Erdoğan’ın tüm
kimyasını bozacaktır.
İşte böyle bir aşamada Abdullah Gül adı yine
atıldı ortaya. Muhalefet tarafından da değil üstelik, iddiayı
AKP iktidarını ayakta tutmak için canına dişine takmış
yandaş medya dile getiriyor.
AKP’nin etkili kalemlerinden Abdurrahman Dilipak,
geçen hafta yazdığı “5. ayın 5’inde 55
vekille!” başlıklı yazısında, “Mart sonunda
seçim var. Yerel yönetim seçiminden AK Parti’nin oy kaybederek
çıkacağını düşünen çevreler, kolları sıvamış bekliyorlar. Parti içi
ve dışı muhalefet, en azından AK Parti’nin bu seçimlerden oy
kaybederek çıkmasını sağlamak için her türlü iş birliğine
açıklar” dedi.
Yazının özeti şu; “Erdoğan seçimde yenilecek. Bunun üzerine
Gül ve arkadaşları sahne alacak. AKP’den transferlerle bir parti
kurulacak, AKP, Meclis’te iyice azınlığa düşecek. Erdoğan ülkeyi
yönetmekte zorlanacak ve mecburen erken seçime gidilecek. Gül ortak
aday olacak, Erdoğan indirilecek.”
Gül’ün
cumhurbaşkanlığı bittiğinden beri bu formül hep
piyasaya sürülür. Bense bunları hiç
ciddiye almıyorum.
Çünkü Gül’ün de, yol arkadaşlarının da, AKP iktidarına
karşı çıkma güçleri de, cesaretleri de yok.
Bu nedenle sanıyorum Gül’den medet umulması
projesini bizzat saray yaratıyor. Gül’ün böyle bir
cesareti olmamasına rağmen dedikodu çıkarılıyor,
ardından parti tabanında hemen “ihanet”
senaryoları anlatılmaya başlanıyor, AKP tabanı
bundan etkilenip vefa duyguları ile liderine daha çok
sarılıyor.
Oynanan oyun budur bence.
Eğer varsa gerçekten Abdullah Gül ve arkadaşlarına
bel bağlayanlar, her zaman olduğu gibi yine hayal
kırıklığı içinde evlerinin yolunu tutacaklardır.
CANIMI SIKAN ŞEYLER