ACAİP YAZILAR
Önce diktatörün sözlüklerdeki anlamına bir bakalım;
DİKTATÖR: (Latince: dictator; emir veren,
dikte ettiren), elinde mutlak ve sınırsız bir otoriteye sahip olan
yöneticilere verilen tanımdır. Bir diktatör tarafından
yönetilen ülkelere ise diktatörlük denilmektedir.
Terim, Antik Roma’da Senato tarafından acil durumlarda
cumhuriyeti yönetmesi için atanan ve olağan dışı görevler üstlenen
“magistratus” unvanından gelmektedir. Günümüzde ise bu tanım daha
çok muhalefeti bastıran, ifade özgürlüğünü
kısıtlayan ve yetkilerini kötüye kullanan liderler
için kullanılmaktadır.
Şimdi bu tanımı niye yaptım?
Yandaş-tetikçi medyaya bakınca insanın
kafası karışıyor da ondan.
Çünkü yandaş-tetikçi medyaya göre
“diktatör” tanımı Türkiye’de sadece CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için geçerli.
Daha önceki gündü yanılmıyorsam, yandaşların önde gelen
gazetelerinden Star, Kemal Kılıçdaroğlu’nu manşetten yine
“diktatör” olmakla suçluyordu.
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu yaklaşan belediye seçimlerindeki bazı
adayları kendi başına belirlemiş, buna örgütten tepkiler
varmış, ama o kimseyi dinlemiyormuş.
Demek ki Kemal Kılıçdaroğlu diktatör.
Bayılıyorum bu düz mantığa.
Kemal Kılıçdaroğlu
bir tarihte Meclis grubunun kürsüsünden konuşurken Erdoğan için
“diktatör bozuntusu” demişti.
Galiba o günden bu yana yandaş-tetikçi takımı
aklına estikçe Kemal Kılıçdaroğlu’ndan diktatör
diye söz ediyor.
İşin tuhafı yargımız bağımsız olduğu için Erdoğan
için söylenen “diktatör bozuntusu” lafına çok
kızıp anında soruşturma açarken CHP Genel Başkanı’na direk
olarak söylenen diktatör sözüne hiç takılmıyor bile.
Hani insanın aklına “diktatör deseniz neyse, ama diktatör
bile değil, ancak bozuntusu olur sözü hakaretti diye
düşünüyorlar” demek geliyor.
Türkiye’de bu tür tanımları kullanmak çok kolay
geliyor herkese.
Tabii asıl önemli olan kimin için kullanılacağı
elbette ki.
Ansiklopedi anlamına baktığımızda diktatör
tanımının aslında ülke yönetenler için
kullandığını görüyoruz.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu ülkeyi yönetmiyor.
Yandaş-tetikçiler herhalde Kılıçdaroğlu’nu partisinin
diktatörü olarak görüyorlar.
Ama vatandaşın aklına bu gelir mi orası
meçhul.
Çünkü tanımını çok iyi bilmese de sıradan
vatandaşlar bir muhalefet liderinin diktatör olabileceğini
pek düşünmezler.
Aslına bakarsanız, sokağa çıkıp da “Diktatör deyince
aklınıza kim gelir?” diye bir soru sorsanız milyonlarca
insan örneğin “Hitler” diyebilir,
“Stalin’in” adını söyleyen çok çıkar,
“İspanya’da Franco diye biri vardı” diyenlerin de
hatırı sayılır ölçüde çok olacağını söyleyebilirim, “Pinochet”
diyen de çok olur ama bir kişinin bile
“Kılıçdaroğlu” diyeceğini sanmam.
Öyle ki o gün yandaş-tetikçi bir gazetenin manşetinde
“Diktatör Kılıçdaroğlu” başlığını okumuş olsa bile
yine de o ismi söylemek aklına gelmez.
KOMİK