ANALİZ
Kabul etmek gerekir ki, Erdoğan ne kadar
olumsuz olursa olsun her olayı kendi
lehine çevirmeyi çok iyi beceriyor.
Son bir kaç yılın kötü yönetiminin yol açtığı son
ekonomik krizde de bu kural bozulmadı.
Erdoğan, normal bir medeni ülkede “Artık
dayanamaz” denilen bir girdaptan yine
kurtulmayı başardı.
Ve yine bununla yetinmeyip bir de
üste çıktı.
Bir hafta önce 4 lira küsur olan dolar fiyatının
6.5 lirada oturmasına duacı
herkes ve bunun “olağanüstü bir başarı” olduğuna
da inanılıyor.
Tabii Erdoğan’ın bu kadar
“şanslı” olmasında muhalefetin de
katkısını görmezden gelemeyiz.
Tamamen kendi kusuru nedeniyle girilen krizi
Erdoğan o kadar iyi yönetiyor ki,
muhalefet partileri, ünlü muhalif isimler neredeyse krizi
kendilerinin çıkardığına inanacak ve özür
dileyecek kıvama getirildi.
Erdoğan’ın “Türkiye ekonomik saldırı altında, hepimiz aynı
gemideyiz, bir kurtuluş savaşı veriyoruz” söylemi
muhalefeti çok etkiledi.
Bu etkinin rüzgarına kapılan ve halkın “bir istiklal savaşı
verdiğini” zanneden muhalefet partileri ve kimi aydınlar
“Vatan önemli, kimin yönettiğine bakamayız, güç birliği
yapmalıyız” diyor.
Nedense akıllarına sorunun kaynağını
araştırmak, yapılan hataları
sorgulamak, akıl ve mantıkla ulaşılacak
çıkış yollarını aramak gelmiyor.
Bunun yerine vıcık bir popülizme sapılıyor ve
“Biz de vatanseveriz, biz de ülkemizi seviyoruz”
psikozuna giriliyor.
İktidar zaten yapılan hataların ortaya çıkmaması, dış politikadaki
fahiş yanlışların konuşulmaması için kendi kitlesinin adeta beynini
yıkayan yayınlar yapıyor.
Pek akıllı olmayan muhalefet de
sorgulamak yerine güya vatan
aşkını göstermek için Erdoğan’a destek
olmaya başlayınca hem yaşadığımız kriz gözden
kaçırılıyor hem de Erdoğan tek adamlık yolunu
adeta çelik ağlarla perçinliyor.
Ne diyeyim, muhalefet böyle oldukça Erdoğan’ın
sırtı asla yere gelmeyecektir.
Bİ SORALIM BAKALIM