ACAİP YAZILAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan kızmış.
“Bir bilen” bulunsun istemiş.
Elbette “tek adam” olduğuna göre söylediği
her şey emir olarak kabul edilecektir.
O söylediyse “akan sular duracak” demektir başka
yolu yok.
Ama bu kez emri yerine getirmek o kadar
kolay değil.
Çünkü Cumhurbaşkanımız sarayında oluşturduğu Sağlık ve Gıda
Politikaları Kurulu’nu toplamış, çeşitli
talimatlarını verdikten sonra “kafasını
çok bozan” bir konuyu diye getirmiş.
Demiş ki “Biri çıkıyor ‘Ekmek yiyin’ diyor biri de
‘Yemeyin’ diyor. Biri ‘Yağı su gibi için’ diyor diğeri başka bir
şey. Biri ‘Bal ye’ diyor ‘Biri, yeme zararlı’ diyor. Birçok alanda
vatandaşın aklını karıştıran farklı açıklamalar var. Bu işi bir
çözün. Millet tartışmalar arasında kalmasın. Vatandaş doğru bilgiyi
alsın.”
Haksız mı?
Haklı valla.
Hepimizin kafasını
karıştırıyor bu açıklamalar.
Neyse ki hepimizin her sorunuyla çok yakından
ilgilenen bir Cumhurbaşkanımız var ve bizi bu
dertten kurtaracak.
Mı acaba?
Çünkü ortada zaten birçok
uzman var ve Erdoğan’ın yakındığı
bu bilgileri veriyor.
Şimdi bir de “saray emri” ile yapılacak
açıklamalar başımıza yağmaya başlayacak.
Eee ne olacak o zaman?
Zaten kafamız çorbaya dönmüş bu sağlık
açıklamalarından bir de bu şimdi.
Peki diğerleri de zaten tıp
uzmanlarının açıklaması, buna bir de saray
uzmanlarının açıklaması eklenince “kesin
doğru” olarak hangisine inanacağız?
Hangisine inanmamız gerektiğini bulmak kolay.
Bir fıkrayla anlatayım.
İki arkadaş, merak etmişler: “Balığın dişisi, erkeğinden
nasıl ayrılır?” diye.
Gidip balıkçıya sormuşlar.
Balıkçı önce “Yumurtasından belli olur” demiş.
Bunun üzerine “Yumurtası yoksa?” sorusu gelince
balıkçı “Pişince kılçıklarından” anlarsınız
karşılığını vermiş.
Ama arkadaşlar kararlı, kesin bilgi
istiyorlar.
Bu kez “Ya pişmemişse?” diye sormuşlar.
Balıkçı kafasını kaşımış “İşte onu bilemem, ama şu köşedeki
boyalı konağın aşçısı bilir”
İki arkadaş aşçıyı bulup
dertlerini anlatmışlar.
Aşçı “Ben bilmiyorum ama en iyisi bizim paşaya
soralım” demiş.
İki arkadaş “Yahu bir paşa balığın dişi mi erkek mi
olduğunu nerden bilir ki” diye şaşkınlıkla sormuş.
Aşçı gülmüş ve cevabı patlatmış; “Aslında o da bilmez ama,
onun dediği dediktir.”
Bu durumda belki
“sarayın sağlık fetvalarına” uymak en iyisi.
Erdoğan en doğrusunu bilmeyebilir ama “dediği
dedik” olduğu için hangi babayiğit çıkıp da “Senin uzmanın
doğru söylemiyor” diyebilir ki.
BUNU YAPMAK GEREK