BUNU YAZMAK GEREK
İlk günden beri merak ediyorum aslında.
Erdoğan Trump’a öfke saçarken bir anda ““Amerika’nın elektronik
ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa öbür
tarafta Samsung var” diye konuştu.
Ardından herhalde Samsung’un da yerli olmadığını düşünerek
“Bizim de Vestel’imiz var Venüs’ümüz var” diye
ekledi.
Kaan’ı unuttu her nedense. Oysa şu anda Erdoğan’ın
kriterlerine en çok uyan “Güney Kore
yapımı yerli telefon” bu.
Yaptığı aslında çok büyük reklamdı daha önce
yazdığım gibi ama sanıyorum böyle bir kastı
yok.
Erdoğan direkt kahve ahalisi düzeyine konuştuğu
için ağzından onlar çıktı.
Ama karışan, eleştiren, sorgulayan hiç kimse
olmayınca bu tür söylemler de havada uçuşuyor o
kadar.
Hesapta Amerikalılara gününü göstermek için
boykotlar yapılacaktı.
Ne oldu, bir kaç kişi güya dolar yaktı, bir kaç
kişi de iPhone telefonlarını
kırdı.
Gerçi riyavete göre yakılan
dolarlar düğünler için basılmış sahte
dolarmış, kırılan iPhone’lar da
telefonculardan toplanan artık iflah olmaz şekilde
bozulan telefonlarmış.
Ancak mutlaka herkesin dikkatini de çekiyordur,
Amerika’ya boykot nedense bir iki
elektronik eşya ile sınırlı tutuldu.
Örneğin ne Erdoğan’ın ne de yandaş yalakalarının aklına
görsel biçimde de çok etkili olacak “köfteci
boykotu” gelmedi.
Oysa Amerika’nın ünlü köfte markalarının neredeyse
her kasabada birer şubesi var.
Adam bu köftecinin önünde dolar
yakıyor ama o köfteyi boykot etmeyi düşünmüyor
bile.
Yine fabrika açılışlarını Erdoğan’ın yaptığı
Amerikan meşrubat markaları var.
Onlara da boykottan kimse söz etmiyor.
Amerikan kahvehane zincirleri yine hınca hınç
dolu. Kimsenin aklına “Yahu telefon kırmayı becerene kadar
aslında bizim adetlerimize hiç de uygun olmayan bu kahveleri
içmesek daha etkili olmaz mı” demek de gelmiyor.
Boykotumuz da komedi işin aslına bakarsanız.
ANALİZ