ANALİZ
Eski Başbakan, AKP’nin eski Genel Başkanı Ahmet
Davutoğlu, dün partisinden istifa etti.
Haberin ayrıntısını okuduğum Tele1 haber sitesinde
istifa şu flaş girişle duyurulmuştu;
“AKP’nin ihracını istediği ve bugün ihraç edilmesi beklenen
eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, ekibiyle birlikte iktidar
partisinden istifa etti. İstifa açıklamasını yapan Davutoğlu’na,
AKP’den ihraçları istenen eski vekiller Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer
Üstün ve Abdullah Başcı’nın yanı sıra AKP eski İstanbul İl Başkanı
Selim Temurci de eşlik etti.”
Haberde Davutoğlu’nun,
“Yeni bir siyasi hareketi inşa edeceğiz” diye
konuştuğu da belirtiliyor.
Aslına bakarsanız beklenen bir istifaydı.
Ancak Davutoğlu istifa etmeyip de Disiplin Kurulu’nun kararını
bekleseydi de ihraç edilecekti ve bu, yanılmıyorsam AKP,
Türk siyasi tarihine, genel başkanını ihraç eden ilk parti
olarak geçecekti.
Nitekim Davutoğlu da “Partimi, kendi genel başkanını ihraç
etme üzüntüsü ile karşı karşıya bırakmak istemedim”
demiş.
Ne büyük nezaket, ne büyük vefa!
Peki,
Davutoğlu’nun istifası ne anlam taşıyacak.
Bana göre, şu anda hiçbir anlamı yok. Çünkü
AKP’nin 300’e yakın milletvekilinden Davutoğlu ile birlikte
hareket eden tek kişi bile yok. Eğer yeni bir siyasi
hareket başlatmak için partinizden istifa ediyorsanız ve bu
hareketinize, mevcut milletvekillerinden biri bile destek
vermiyorsa, o siyasi hareket başından ölmüş demektir.
Aslına bakarsanız Davutoğlu, Genel Başkan ve Başbakan olduğu
dönemde de partide bir ağırlığı ve arkasında onunla
birlikte hareket etmeye hazır bir gücü yoktu.
Arkasında Erdoğan olan Davutoğlu, sadece bir ara
kendi başına iş yapmaya ve bağımsız bir başbakan
gibi davranmaya çalıştı o kadar.
Zaten bu durum sarayda fark edilir edilmez
Davutoğlu azledildi.
Haysiyetli bir politikacı, o şekilde
azledilmesinden sonra istifa ederdi.
Ama sanıyorum Davutoğlu, “Erdoğan yanlış yaptığını anlar,
beni tekrar eski yerime getirir ya da başka bir görev teklif
eder” diye düşünerek, iki yıl ağzını bile
açmadan bekledi.
Sonra bu hayalinin ham bir hayal olduğunu anlamış
olmalı ki, önce bir manifesto yazarak parti
hazırlığını duyurdu, Meclis’ten yine destek çıkmadığı gibi, bir de
üstüne ihraç edilmek istendi.
Ahmet Davutoğlu’nun parti kuracağını şahsen pek
düşünmüyorum.
Başarısız bir siyasetçi olmasına rağmen
hiçbir şansı olmadığını görecek kadar
zeki olduğunu tahmin ediyorum.
Şu anda başka bir partiye katılma ihtimali de pek yok.
Kısacası Davutoğlu, siyasetçi olarak dün
itibarıyla galiba tarihe karıştı artık.
FIKRA GİBİ
AKP Genel Başkanı Erdoğan, kimlerin milletvekili
olacağına karar verirken, her seferinde tuhaf birini
listeye koymayı ihmal etmiyor.
Bu kişiler ya çok tuhaf beyanatlar veriyor, ya
garip şeyler yapıyor ya da hiçbir
şey yapmıyor.
Örneğin şoförünü milletvekili yaptı Erdoğan, o da Trump’a
matematik öğretmeye kalktı en hafifinden, ki daha yaptığı
neler var.
Futbolcu Hakan Şükür’ü de sokmuştu Meclis’e,
“Ben bilmem, büyüklerim bilir” sözüyle ünlenmişti
bu futbolcu. Sonra da Amerika’ya hocasının yanına
kaçmıştı pabuç pahalı olunca.
Bu dönem futbolcu kontenjanından Alpay’ı seçti
Erdoğan.
Daha Meclis’in ilk günü, Erdoğan’ı eleştirdi diye adam
dövmeye kalkan Alpay, dün de Ahmet Davutoğlu’nun istifası
üzerine tuhaf bir tweet atmış.
Şöyle demiş eski futbolcu; “Ak Parti’den kovulan Ahmet
Davutoğlu, kovulduktan 1 hafta sonra ‘İstifa ediyorum’ dedi. Fıkra
bu kadar.”
Tabii aklı başında bir AKP’li, bu
futbolcuya şunu anlatmalı: İhraç istemiyle disipline
verilmekle ihraç edilmiş sayılmaz kimse. Davutoğlu, ihraç talebiyle
disipline gönderildi ama henüz karar çıkmadı.
Futboldan anladığının onda biri kadar siyasetten anlasa Alpay,
böyle “fıkra gibi” tweet atmazdı.
BUNU YAZMAK GEREK
AKP’den daha önce istifa eden Ali Babacan,
partisini yılbaşından önce kuracağını açıklamıştı
hatırlarsanız..
Babacan’ın kuracağı partide yanında duran birçok kişiyi biliyorum
ama şu ana kadar Meclis’ten ne kadar destek
alacağı konusu hâlâ meçhul.
Bu konuda sadece dedikodular var.
Kimine göre, en az 40 milletvekili hazır
bekliyor.
Parti kurulduğu an AKP’den istifa edecekler ve bu partiye katılarak
Babacan’ın Meclis’te grup kurmasını
sağlayacaklar.
Ama dediğim gibi bu şimdilik dedikodu
düzeyinde.
Çünkü Babacan’ın partisine geçme ihtimali olan milletvekili
adı hiç duymadım kendi hesabıma.
Eğer bu kadar gizli tutarak ilerliyorlarsa bravo
yani.
Buna karşın şunu söyleyebilirim; eğer Babacan da tıpkı
Davutoğlu gibi Meclis grubundan destek alamazsa siyasette hiçbir
şansı olmayacaktır.
Yine de şunu ekleyeyim;
Davutoğlu bana göre romantik bir hareket. Babacan’ın ise
uluslararası bir proje olma ihtimali var. Böyle olursa AKP’den
milletvekili geçişi, tahminlerin bile çok üzerinde
olabilir.