Brüksel'deki dünkü NATO Zirvesi, Atlantik İttifakı'nın
geleceği açısından sembolik önemdeydi. Yeni binada yapılan zirvenin
gündeminde iki konu öne çıkıyor: örgütün savunma harcamalarındaki
yük paylaşımı ve terörle mücadele.
ABD Başkanı Trump'ın NATO'nun geleceğine dair
perspektifini hissetmek Avrupalı liderler açısından en kritik
husus.
Zira Atlantik İttifakı'nın lideri olan ABD'nin Trump
döneminde, NATO'ya hâlâ güçlü bir stratejik angajmanının devam edip
etmediği sorusu Avrupa için hayati önemde.
Özellikle Brexit'in nasıl gerçekleşeceği ve bunun sonunda
Kıta Avrupası'nın birliğini nasıl sürdürebileceği konusu
zihinlerdeyken...
Gerçi yükselen popülist sağ tehlike karşısında
Fransa'da Macron'un cumhurbaşkanı seçilmesi bir
rahatlama yarattı. Alman Şansölyesi Merkel hem
sonbahardaki kendi seçimleri hem de Almanya-Fransa ikilisinin
Brexit sonrası AB'yi taşıması anlamında rahatlamış
durumda.
Yine de marttaki Trump-Merkel görüşmesi "tokalaşma
krizi" ile hatırlanıyor. Ve Trump'ın seçim kampanyası
sırasında NATO'yu "köhne bir kurum" olarak nitelemesi
hâlâ zihinlerde. Daha sonra bu örgütün önemini hissettiğini
belirten olumlu ifadelerde bulunsa da... İşte bu sebeplerle
Avrupalı liderler zirvede öncelikle Trump ile kimyalarını
buluşturma arayışındaydılar.