Siyasi hayatımızın kritik bir dönemeci olan 24 Haziran
seçimlerini demokratik olgunlukla gerçekleştirdik. Sonuçlar
ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Milletimiz Türkiye'yi yeni
döneme taşıyacak lider olarak Erdoğan'ı sahiplendi. Yüzde 52.6 ile
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk başkanı olarak seçti. 15
Temmuz ruhunun yansıması olan Cumhur İttifakı'na da Meclis
çoğunluğunu verdi. Kesin olmayan sonuçlara göre AK Parti 295, CHP
147, HDP 67, MHP 48 ve İyi parti 43 sandalye kazandı. Ayrıca, DP,
SP ve BBP de Meclis'te temsile kavuştu.
Bu sonuçlar elbette AK Parti ve liderinin 16 yıllık iktidardan
sonra elde ettiği büyük bir başarı. İstikrar ile değişimi, hizmet
ile kimliği sentezleyen Erdoğan siyasetinin ürünü. Ancak Meclis
çoğunluğunun MHP ile birlikte sağlanıyor olması da Cumhur
İttifakı'nın üzerine oturduğu siyaset düzleminin sürdürülmesi
gerektiğini gösteriyor.
1- Erdoğan ile partisi arasındaki farkın kökenlerini iyi analiz etmek ve yenilenmeye devam mecburiyeti AK Parti'nin alması gereken ders. Mart 2019'daki yerel seçimler AK Parti'nin yeni sistemde kendini dönüştürmedeki performansının ilk sınavı olacak.
2- CHP adayı İnce, partisinden 8 puan fazla alarak CHP siyasetinde kalıcı olma emareleri gösteriyor. Kendisi bunu "41 yıl sonra bir CHP'linin ilk defa yüzde 30'u aşması" olarak niteledi. Ancak bu hareketlenmenin seçimin ilk turda bitmesini engelleyemediği de ortada. Erdoğan'ın varlığında diğer adayların başarı şansının ne kadar düşük olduğu bir kere daha ispatlandı. İnce siyasette olma isteğini sergiledi. Bunu Kılıçdaroğlu ile iktidar kavgasına girerek mi girmeden mi yapacak, göreceğiz. CHP seçmeninin stratejik oy kullanarak HDP ve İyi Parti'nin yüzde 10 barajını geçmesine katkı sağladığı anlaşılıyor. Bu sebeple CHP, HDP'yi Meclis'e taşıma eleştirisi ile yüzleşecek.
3- Yüzde 10 barajının ittifak olgusu olmadan bile çok anlamının kalmadığı görülüyor. Yeni sistemde barajı düşüren ve dar ya da daraltılmış bölgeye dayalı bir seçim sistemine geçilmesi gündeme getirilebilir. Seçmen tercihleri yerel temsilin öneminin arttığına işaret etmekte.
4- 7 Haziran ve 1 Kasım'dan sonra 24 Haziran seçimlerinde de HDP barajı aşabildi. Ancak terörle mücadelenin ve kayyum belediyelerinin başarısının HDP'nin bölgedeki oyunu düşürdüğü anlaşılıyor. Sandıklardaki PKK baskısı hafifletilince HDP, güçlü olduğu Güneydoğu illerinde 5 ile 12 puan arasında oy kaybetti. HDP ancak büyükşehirlerdeki CHP desteği ile barajı geçebildi. Terörle arasına mesafe koyamayan bir siyaset, CHP'nin geçici stratejik oyları ile bölgedeki düşüş trendini geri çeviremez.
5- Son ders de Batı başkentlerine. Erdoğan yönetimindeki Türkiye ile çalışmak için yeni bir değerlendirme yapmaları kaçınılmaz. Baskılamaktan vazgeçerek işbirliğini öne çıkarmak zorundalar.