Burhanettin Duran Sabah Gazetesi

Erdoğan’ı değiştirmek!

2019 seçimlerine giderken AK Parti'nin önünde yönetilmesi gereken iki "riskli" alanın bulunduğunu yazmıştım. İlkinin, AK Parti- MHP mutabakatıyla, ikincisinin de AK Parti'de "çevrede" tutulanlarla ilgili olduğuna...

16 Eylül 2017 | 276 okunma

2019 seçimlerine giderken AK Parti'nin önünde yönetilmesi gereken iki "riskli" alanın bulunduğunu yazmıştım. İlkinin, AK Parti- MHP mutabakatıyla, ikincisinin de AK Parti'de "çevrede" tutulanlarla ilgili olduğuna değinmiştim. Her ikisiyle ilgili de hareketlenme söz konusu.
Bugün, son zamanda gazeteciler üzerinden başlatılan "eski AK Parti'ye dönme" söylemine odaklanacağım. Doğrudan Erdoğan'ın siyaset tarzını hedef alan bu söylem bir muhasebe olmaktan öte hesaplaşma ve meydan okuma boyutları barındırmakta... Hem AK Parti'nin mevcut ideolojik yönelimine hem de Erdoğan'ın spesifik politika ve kadro tercihlerine yönelik olarak... Bu yeni bir aşama...
Daha önce, AK Parti'nin "adalet, özgürlükçülük, istişare, ortak akıl, kadro hareketi ve tevazu" gibi klasik değerlerinden uzaklaşma eleştirileri Erdoğan'ın "çevresindekilerin" sıkıntılarına bağlanırdı. Ve Erdoğan'ın kararları "içeriden" Erdoğan'a etki ederek "tashih" edilmek istenirdi.
Şimdi Erdoğan'ın Batı ile ilişkileri başta olmak üzere tercih ettiği politikalar ve görevlendirmeler doğrudan "tartışılıyor." Ve aslında davadan Erdoğan eliyle bir sapma olduğu öne sürülüyor. Bu defa Erdoğan, "dışarıdan" ve "partileşme tehdidi" gösterilerek "düzeltilmek" isteniyor. Dahası, Erdoğan'a "İslamcı" ve "Batıcı" muhalefetin ucu gösteriliyor.
Elbette her şey mümkün... Siyaset dinamik tercihlerin ve arayışların dünyası... Ancak medyada başlayan bu tartışmanın AK Parti siyasetçileri arasında bir hat oluşturma ihtimalini çok düşük görüyorum.
Neden mi? Uzun süre AK Parti'nin politikalarına yön veren isimlerin Erdoğan'ı "dışarıdan" ve "İslamcı-Batıcı bir muhalefetle" değiştirmeleri mümkün değil. Günümüz siyasi ortamında ve erken başlayan 2019 seçim gündeminde varacakları yer "Erdoğan karşıtı" kampın arzu edilen, yeni bir parçası olmaktır... Ve davaya ihanetle suçlanmaktır...
Böyle düşünmemin iki sebebi var... Birincisi, Eğer AK Parti'de bir değişim varsa, bu, iktidarda iken ve söz konusu kadrolarla birlikte gerçekleşti. Üretilen "ideal" politikaların deneme-yanılma süreçlerinden geçmesi ile bu noktaya gelindi.
AB süreci, reformculuk ve açılımlar ile 15 Temmuz sonrası yerli-milli direniş aynı hikâyenin parçaları... Sözgelimi Erdoğan, 2009-2015 arasında çözüm süreci denemesini yapmış olmanın haklılığı ve tecrübesi ile 2015 sonrasında sert bir terörle mücadele stratejisi yürütebiliyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu 07 Mayıs 2024 | 247 Okunma Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? 04 Mayıs 2024 | 97 Okunma Yeni bir siyasi süreç 03 Mayıs 2024 | 253 Okunma İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? 30 Nisan 2024 | 2.079 Okunma Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması 27 Nisan 2024 | 138 Okunma