Küresel siyasetteki kırılma noktalarını anlamak ve anlatmak için
olgular, teorik kavramsallaştırmalar ve epistemik
tanımlamalardan ziyade insanların optik
rasyonalitesine hitap eden ezber bozucu vakıa,
olay ve hadiselerin daha belirleyici olduğunu
görüyoruz.
Zaten insanlar dönüm noktalarını genellikle
hafızalara kazınan ve sembolik değeri yüksek olaylarla
ilişkilendirir. Örneğin Soğuk Savaş'ın bitişi Berlin
Duvarı'nın yıkılışıyla, ABD'nin tek süper güç olduğunu
ilan ettiği dönemin başlangıcı ise 11 Eylül 2001
saldırılarıyla sembolize ediliyor.
Benzer şekilde Ortadoğu'nun ve küresel siyasetin kanayan yarası
'İsrail sorunu'nda yeni bir kırılma noktasına
işaret eden post-Siyonist dönemin en büyük
göstergesi de...