İngiliz Donanması 1915’te Çanakkale Boğazı’nı geçemeyince,
İngiliz Amiral Carden Londra’ya çektiği telgrafta şöyle dedi:
“Kızılderililerin saldırısına uğradık…”
Orasının Türklerin vatanı olduğunu bilmiyorlardı çünkü…
*
Emine Erdoğan’ın “Eskiden Türkiye’nin yerini bile
bilmiyorlardı” demesi bu…
İlk kez yerini Cumhurbaşkanımız tarif etmişti:
“Vayt sii” kıyısında…
Kuzey Denizi’nden yukarıya çıkıyorsun…
*
Anlatamazsın da şimdi:
Tunus, Cezayir, Pakistan, Madagaskar, Sudan, Afganistan,
Pakistan, Hindistan, İran, Mısır, Küba, Güney Amerika, Orta ve
Güney Afrika, liste uzun Çin’e
kadar…
Tüm esir sömürge ülkeler Türkiye’nin bağımsızlık savaşını örnek
alıp kendi özgürlüklerinin peşine düştüler…
Özgürlük düşüncesinde önlerinde gıpta ile baktıkları
örnek Atatürk ve onun Türkiye
Cumhuriyeti idi…
Habib Burgiba “Atatürk gibi kendi milletime
hürriyetini verebilecek miyim?” diye soruyordu
hatıratında…
Mao “Ben Çin’in
Atatürk’üyüm” diyordu…
Che öldürüldüğünde, çantasından çıkan
listede, büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in eseri Kuvayi
Milli Destanı vardı…
Pakistan’ın özgürlük birliklerinden birisinin adı “Kemal
Atatürk Taburu” idi…
Öldürülen Cezayirli askerlerin
cebinden Atatürk resmi çıkıyordu…
*
Yani; kimliğini, kişiliğini, onurunu, hürriyetini, bağımsızlığını arayan milletlerin yüreğindeydi Türkiye’nin yeri…
*
Ve ampul geldi…
Emine Erdoğan “Eskiden Türkiye, yeri dahi bilinmeyen
bir ülkeyken, bugün sağlam şahsiyetiyle, tanınan bir ülke hâline
geldi” deyince insan düşünüyor…
Ne yapalım!…