Et-Balık Kurumu’nu satmaya kalktıklarında “Devlet kıyma satmaz,
iktidar dediğin kasap mı?” demişlerdi…
Şimdi arkadaşlar domates-patates sattığına göre, “iktidar manav
mı?” demeden, kürsünün önüne gidip Tayyip Bey’e siparişinizi
verebilirsiniz:
“İki kilo domates …”
O size Golan Tepeleri’ni falan anlatmaya bakacaktır, siz ağzını
açar açmaz isteyin:
“Salatalık, incesinden…”
“Yeni Zelanda…”
“Patates…”
“Ey İsrail…”
“İki kilo soğan…”
★
Çarşıda-pazarda en ucuz dolmalık biberin kilosu 7 lira…
Yaşlı bir emekli geliyor gözümün önüne…
Poşetinde bir kilo dolmalık biber var, almış evine gidiyor… 7 lira
olduğuna inanamıyor… Muhtemelen evde, iki saat konuşup dolma
yapmaya karar verdiler…
Arada bir duruyor, poşetin ağzını açıp, yüzüne yaklaştırarak içine
bakıyor…
12 adet…
Adam başına iki dolma düşeceğini düşünüyor… O iki tane küçük var
belki de içinden “O küçükleri hanımla ben yeriz, yeter” diye
geçiriyor…
Biraz yürüyor, yine açıp dolmalık biberlerine bakıyor…
O poşetin içinde sadece dolmalık biberler değil; bir günlük
mutluluk, mutfaktan gelen mis gibi bir koku, eski dolmalıkların
anıları, sevgili karısı ile o eski sofralardaki hatıralar…
Ama bu günlerde bir sızı, bir yoksulluk duygusu, bir kahır, bir
hüzün…
★
Biraz aklı olan varsa…
17 sene sonra Türkiye’yi getirdikleri yer işte burasıdır, domates,
soğan kuyrukları… Başka bir lafa, bir başka gerekçeye, bir başka
kanıta, bir başka söze gerek var mı?..
“Varlık kuyruğu” diye milletle alay edenlere bir çift sözünüz
varsa:
Yarından sonra söyle canım kardeşim…
★