Bir fotoğraf…
Kaçıp gelen 120 bin Halepliden bir sığınmacı yalnız çocuk,
kucağında kedisini de getirmiş…
Sarılmış kedisine, çocuğun gözündeki ifadelerle kedinin gözündeki
ifadeler aynı… İkisi de kocaman gözleri ile bakıyorlar:
“Ne olacak?..”
Evlerinden çok uzakta, bir dikenli telin dibinde… Gece çocuğun
kedisine sarılarak yatacağını, ikisinin de aç olduklarını, her
gürültü ile irkilip uyanacaklarını, çocuğun kedisine daha çok
sarılacağını düşündüm…
Kör olası gözlerim…
*
Kendini İslam aleminin lideri görmeye başladığı günlerdi… “BOP
eş başkanı” dediler inandı… Şam’a gidip Emevi Camisi’nde namaz
kılmaktan söz ediyordu…
Bir anda Kafkasyalı, Mısırlı, Faslı, Pakistanlı, Afganistanlı
katiller, Türkiye üzerinden Suriye’ye toplanmaya başladılar…
Lojistik desteği Türkiye’den alıyor, tedavi için Türkiye’ye
geliyor, silah ve mühimmatları Türkiye’den gidiyor, hava değişimine
Antalya’ya geliyorlardı…
Suriye devleti düşmanımız, Nusra terör örgütü müttefikimiz
olmuştu…
Mezhep meselesidir işin aslı…
Suriye’deki Şii yönetimi yıkıp Sünni yönetim getireceklerdi
akıllarınca bizim imamlar…
*
Ama Allah Sünni mezhebinden değildi…
Rusya Suriye’yi tank, ağır silahlar, uçak ve füzelerle donattı… Rus
kurmaylar ve cephede savaşı yönetecek subaylar gönderdi…
IŞİD yüzünden Batı ülkeleri de Suriye yönetiminin yanında yer
alınca, bu kaldı mı açıkta?…
Ve üç yıl sonra Suriye yönetimi, terör örgütlerine kaptırdığı
topraklarını geri alıyor…
120 bin insan, yeni dalga tellerin dibine yığıldı…