Geçen sene bu zamanlardı…
Amerikan Hastanesi’nin altıncı katındaki odamda, camın önündeki
divana oturmuş arkalardaki sokakları seyrediyordum… İşçiler
çatıları onarıyorlardı, karşıdaki binada örtülü bir kadın camları
siliyor… Gelirken aşağıdaki sokakta insanları görmüştüm; ne çok
avare, işsiz, kısmetini arayan, ama eminim ki çaresiz insan
var…
Odama neredeyse on dakikada bir doktorlar geliyor, güler yüzlü
hemşireler girip çıkıyor, yastık yüzleri durmadan değişiyor, her
hasta için ayrı yemek yapılıyor, bütün hastalar için akıl almaz bir
bakım ve tedavi sürüp gidiyordu…
Aklıma Anadolu hastaneleri geldi…
Çatıdaki işçilere bakıp daldım, gözlerim doldu…
Andree “Sancı mı geldi?” dedi…
“Hayır” dedim…
“Benim her şeyim var, istedim ki onların da
olsun…”
★
Yıllardır köşelerimizde hep o insanlar için çırpındık… Dizimize
vurduysak, hep onlar adına vurduk… Kendi dünyamızın değil, onların
dünyasının güzel olması için yırtındık…
Bizim her şeyimiz vardı, onların olsun istedik…
Ama onlar yalanların, dolanların peşine takılıp gittiler…