Diyelim ki Boğaz'a köprü yaptın…
1923 olmasaydı öbür ayağını nereye
koyacaktın?..
Karşıyı vermişti Osmanlı sülalen…
*
Marmaray'ı Anadolu yakasından delip girdin
hadi…
Karşıda kafanı delikten çıkarttın…
Sevr antlaşmasına göre; İngiliz işgal kuvvetleri komutanı Albay
Müerpi'nin inzibat karakolunun Kumkapı'daki bahçesi…
*
Osmangazi Köprüsü'nü yaptın…
Bağladığın yoldan nereye gidecektin?..
İzmir elin…
*
Şimdi Çanakkale köprüsü yapacaksınız
ya…
Öbür ayağının geldiği yere iyi bak…
Osmanlı karşı kıyıyı Sevr antlaşması ile ayağın geleceği yeri
Yunanlılara bıraktı…
E tek ayaklı köprü olmaz!…
(…..)
O gece, İsmet Paşa Lozan'da, Atatürk
Ankara'da uyumadılar, telgrafçılar sabaha kadar şifreli mesajları
geçiyorlardı…
Ama İngilizler, Romanya-Köstence üzerinden gelen telgrafların
şifresini çözmüşlerdi… Atatürk ile İsmet Paşa arasındaki şifreli
görüşmeler daha İsmet Paşa'ya ulaşmadan, İngiliz Lord
Curzon'un sabah kahvaltı masasında okunuyordu…
İsmet Paşa telgrafların okunduğunu sezmiş, bunu lehine çevirerek,
işgalcilere söylemesi gerektiğini telgraflara yazmaya
başlamıştı…
Kimi cümlelerden Atatürk de farkına
varmıştı ki, Boğazları, Trakya'yı, ekonomik yaptırımları
dayattıklarında, şöyle diyordu telgrafında:
“Mesele bizim namusumuzdur… Geri dön, mücadele (savaş)
kaldığı yerden devam edecektir…”
*
Nedir bu?..
Büyük zaferi, ordusu, Meclis'i, Hükümeti ile Saltanata rağmen
kurulan Türkiye'nin onurlu hikayesidir…
*