Bizim meslekte akademik kariyer sıralaması gibidir:
“Kovulan gazeteciler…”
“Dövülen gazeteciler…”
“Hapishaneye atılan gazeteciler…”
Terfi ede ede geldin nihayet:
“Öldürülen gazeteciler…”
*
Gazetenin en az okunduğu, ama gazetecilerin en çok dövüldüğü
ülkedir burası… Demek oluyor ki; okumuyor ama, niye yazdın diye
saldırıyor…
Kazım’ı dövdükten sonra sormuşlardı:
“Hangi gazetedensin?…”
*
Genelde gazetecilere saldırıanlar, vuranlar, öldürenler
bulunmaz…
Çünkü devlet de bayılmıştır bu işe…
Karakoldaki polisinden, bakanına, başbakanına, cumhurbaşkanına
kadar büyük bir mutluluk duymuşlardır…
“Saldırıyı kınıyoruz” açıklaması 60
seneliktir… Her saldırıdan sonra arşiv dosyasından çıkartılıp o
yayınlanır…
Harfiyen aynıdır…
İkinci paragrafında “Basın
özgürlüğünden” söz eder…
Üçüncü paragrafı gazetecinin ölümü halinde, çıkartılır ya da ilave
edilir “Ailesine ve yakınlarına
başsağlığı” şeklindedir…