Eylül ayı enflasyonu
beklentilerin üzerinde gerçekleşti..
Kolay değil, Türkiye bir anda
ekonomik savaşın içinde buldu kendisini..
Dolar savaşları..
Tedbirler alındı.. Tamirat
başladı..
Ekim ve kasımla birlikte
yaraların iyileştiğine hep birlikte şahitlik
edeceğiz..
Biraz daha sabır..
2018’le birlikte siyaset, ekonomi
ve dış politika iç içe girdi..
Hiçbiri diğerinden bağımsız
değil..
Ekonomi ile uzaktan yakından
ilgisi olmayan konulardan dolayı savaşla karşı karşıya
kaldık..
Rahip Brunson olayı
mesela..
Ekonomi programlarının flaş
başlığı..
“Brunson şöyle olursa
dolar böyle olur..” diye başlayan
cümleler..
Dolar rezerv para
çünkü..
Dünya böyle kabul
etmiş..
1944 yılında ABD’nin Bretton
Woods kasabasında imzalar atılmış..
Altın fiyatının bile dolarla
belirlendiği bir sistem kurulmuş..
Uzatmayalım..
Bretton Woods sistemine
göre;
IMF’ye üye ülkelerin para
birimlerinin nominal değerleri ABD doları cinsinden
belirleniyor..
Basitçe bu ne mi
demek?
-‘Amerika ne isterse o
olur’ demek..
-‘Bütün dünyanın canına
istediğim gibi okurum’ demek..
Washington, doları silah gibi
kullanıyor..
İşte bu silah geçen ay
Türkiye’ye doğrultulup ateş edildi..
Hâlâ bu sistem
geçerli..
Avrupa için de Afrika için
de..
Sadece Türkiye değil, 193
ülke dolara bağımlı hâle getirilmiş..
İÇİ BOŞ SÖYLEMLERLE
OLMUYOR BU İŞLER!
Uluslararası ilişkilerde yeni bir
dönem başladı..
Bağırmak-çağırmak pek para
etmiyor..
Diplomatik nezaket aynı
şekilde..
Baba ve oğul Bush döneminde
kurulan stratejik ortaklığın içinin boş olduğunu hepimiz
gördük..
FETÖ, PKK, Halk Bankası ve son
olarak dolar savaşı..
Daha da bir sürü başlık
var..
90’lı yıllara
bakın..
Öncesi daha da
kötüydü..
Ne söylersek söyleyelim para
etmezdi..
Şimdi öyle mi?
Daha farklı bir
noktadayız..
Bütün ifadeler, söylemler
sahada karşılık buldu:
-Zeytin Dalı, Fırat
Kalkanı ve en son Reyhanlı bombacısının Türkiye’ye
getirilmesi..
-Sincar ve Kandil’e
düzenlenen sonuç alıcı harekâtlar..
Türkiye daha fazla inisiyatif
alır hâle geldi..
Sonuç aldıkça eli
güçlendi..
Eli güçlendikçe sahada
daha etkili olmaya başladı..
‘Etki alanım sadece bu
bölge değil’ demeye başladı..
BM Genel Kurulunda alınan İsrail
kararı derin sulara adım attığının ispatıydı..
İZ
BIRAKMADAN!
Sanal gerçeklikten filan
bahsetmiyoruz..
Sahada oyun kurabilen bir Türkiye
var artık..
Hem de o oyunu iz
bırakmadan tamamlayan bir ülkeden
bahsediyoruz..
Dünyada kaç ülke “Hançer”
gibi operasyonları başarıyla
gerçekleştirebilir?
Bir elin parmaklarını
geçmez..
İDLİB’DE TAHLİYELER
BAŞLADI
Dış politikada racon kesmek de
herkesin harcı değil..
Bir sürü enstrümanın bir araya
getirilip karşı tarafın ikna edilmesi gerekir..
İdlib’de Türkiye ve
Rusya’yı bir fotoğrafla maniple etmeye
çalıştılar..
(Rus Büyükelçi’nin öldürülmesi
ile ilgili fotoğraf)
Sloganlar
attırıldı..
O fotoğraf o bölgedeki
radikal unsurlara kadar bağlandı..
Özetle Rusya’ya; “Türkiye
ile iş yapma, boz bu mutabakatı, konsensüsü”
dediler..
Safça bunu başarabileceklerini
düşündüler..
Ama olmadı..
İdlib’de işler Türkiye ve
Rusya’nın istediği ve planladığı şekilde yürüyor..
Bombardıman
durduruldu..
Türkiye, Suriye Ulusal Kurtuluş
Cephesi üzerindeki etkisini kullanmaya başladı..
Radikal gruplar çekilmeye
devam ediyor..
15 Ekim’e kadar beklemekte yarar
var..
Çok net; İdlib, Erdoğan
liderliğindeki Türkiye’nin başarısıdır..
Kendisini direkt bağlayan
konularda netice alabildiğinin de ispatıdır..
MENBİÇ’TE ORTAK
DEVRİYE
Uzun süredir
sürüncemedeydi..
ABD ayak
diretiyordu..
Savunma Bakanı Mattis devreye
girdi..
Bu ay içinde ortak devriyeler
başlayacak..
PKK/PYD’nin Menbiç’ten
tamamen çıkarılması konusu bir sonraki
başlık..
SİNCAR VE
KANDİL
Cumhurbaşkanı durup dururken o
açıklamayı yapmadı..
Askerî olarak sahaya
yansıyan gerçekler var..
Tahkimat da bir yandan devam
ediyor..
İki ayrı koldan PKK’nın
damarlarına basılıyor..
Daha fazla detaya
giremiyoruz..
Uzun lafın kısası:
Türkiye racon kesiyor,
kendisine asimetrik davranılmasına izin
vermiyor..
Sahada gücünü herkese
hissettiriyor..