ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey
şöyle demiş: “ABD’nin Suriye’de işbirliği yaptığı PYD, PKK
uzantısı. Biliyoruz. Ama PYD’yi terör örgütü olarak tanımıyoruz.
PYD yerel ortağımız. İlişkimiz geçici bir alışveriş.” Türkiye’de de
büyükelçilik yapan Jeffrey açık konuşmuş. Anımsayalım, ABD’nin
önemli bir istihbaratçısı ve Türkiye uzmanı olan, bir zamanlar
mevcut iktidar blokunun akıl hocaları arasında bulunan, adını en
son, emperyalizm destekli FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimindeki
karanlık rolüyle duyuran Henri Barkey de benzer
laflar etmişti. “Türkiye, Irak’ın kuzeyinden sonra, Suriye’nin
kuzeyinde de Kürt özerk varlığına alışmalı” demişti.
Israrla belirtmek gerek: ABD; Irak’ta Mesud
Barzani ve PKK terör örgütü eliyle yaptığını, Suriye’de
PYD - YPG terör örgütü eliyle yapıyor. PKK - PYD - YPG terör
örgütüne çok yatırım yaptı. 18 bin TIR dolusu silah, 3 bin hava
kargo uçağı dolusu mühimmat verdi. ABD sayesinde terör örgütü
Suriye’nin dörtte birini, Türkiye - Suriye sınırının üçte ikisini
elinde tutuyor. Onun etkili olduğu bölgelerde, ABD’nin 20 üssü var.
Kaldı ki, ABD’nin Suriye’ye bu kadar çullanmasının sadece
Suriye’yle ilgisi yok. Asıl hedef, İran’ı kuşatmak. Suriye, İran
açısından stratejik. Suriye’ye yönelik saldırganlığın diğer nedeni,
Rusya’nın Ortadoğu’da, Suriye’de artan etkisini kırmak. ABD, hem
doğrudan, hem NATO eliyle Rusya’yı Akdeniz’de, Karadeniz’de, Orta
Asya’da, Kafkasya’da, Baltık Denizi’nde, Doğu Avrupa’da,
Balkanlar’da çevrelemek istiyor. Bir zamanlar SSCB’yle müttefik,
Varşova Paktı’na üye olan ülkelerin çoğunu hem Avrupa Birliği, hem
NATO üyesi yapmasının önemli bir nedeni de bu. Çünkü tarihsel,
siyasal, kültürel, ekonomik, jeopolitik, stratejik olarak Rusya,
her zaman ABD’nin rakibi.
Rusya da şu formülü biliyor: “Avrasya’da etkili olmak için
Ortadoğu’da etkili ol...