ABD’nin, gerekçesi ne olursa olsun, “kara
gücüm” dediği PKK-PYD-YPG terör örgütüne ve Suudi
Arabistan gibi müttefiklerine yeni görevler yükleyerek Suriye’den
asker çekmesi, Türkiye ve Ortadoğu için olumlu. Ne var ki bu
gelişme, etnik temelli siyaset yapanları üzdü. Etnikçiliği
devrimcilik; mezhepçiliği solculuk; hemşericiliği sosyalizm olarak
pazarlayan, solda geçinen ve soldan geçinen bir kesim, ABD
Suriye’den çekilmesin diye imza kampanyası başlattı. İşin vahim
tarafı bu çevreler, yakın zamana dek el ele yürüdükleri, ABD’nin
Ortadoğu’ya yönelik saldırılarını birlikte alkışladıkları eski
dostlarıyla, yani mezhep temelli siyaset yapanlarla, temelsiz bir
emperyalizm tartışmasına da girdiler. “Sınıf, sömürü,
bağımsızlık, emek, eşitlik, aydınlanma,
feodalizmle mücadele, toprak reformu,
antiemperyalizm” kavramlarını anmadan ilericilik
taslamanın sonucudur bu. Gerçek değildir. Nedenlerini
sıralayalım...
İşbirlikçilik, eli nasırlı emekçilerle, topraksız köylülerle,
yoksul çiftçilerle birlikte, onların nam ve hesabına, örgütlü
sınıfsal mücadele vermek yerine, kerameti kendinden menkul, Batı
merkezli sivil toplumculuğu savunmaktır. Tam bağımsız ve gerçekten
demokratik Türkiye için, örgütlü ve uzun soluklu çaba göstermek
yerine, Avrupa Birliği’nden içi boşaltılmış, ideolojik özünden
soyutlanmış bir demokrasi, özgürlük, insan hakları, hukuk devleti
beklemektir.
Kutsal din duygularını sömürmektir işbirlikçilik. Milleti, Allah
ile aldatmaktır. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eşbaşkanlığından
Medeniyetler İttifakı Projesi’ne dek emperyalist projelerde görev
almaktır. TBMM’de, 2003’te, 1 Mart tezkeresini; KKTC’de, 2004’teki
referandumda Annan Planı’nı savunmaktır. ABD’nin Afganistan’a,
Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye çullanmasını desteklemektir.
İşbirlikçilik, “Kürt sorununun çö...