Barış Doster Cumhuriyet Gazetesi

Avrupa’nın kararına karşı Türkiye ne yapmalı?

Önce Avrupa Parlamentosu’nun (AP), bağlayıcılığı olmayan, tavsiye niteliğindeki kararı çıktı. Oyçokluğuyla alınan karar, Avrupa Birliği’yle (AB) Türkiye arasında yürütülen...

16 Mart 2019 | 5.057 okunma

Önce Avrupa Parlamentosu’nun (AP), bağlayıcılığı olmayan, tavsiye niteliğindeki kararı çıktı. Oyçokluğuyla alınan karar, Avrupa Birliği’yle (AB) Türkiye arasında yürütülen üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öneriyordu. Ardından AB, Suriyeli sığınmacılar için Türkiye’ye 1.5 milyar Avro vereceğini duyurdu. 2019 ve 2020 yılları için de, 560’ar milyon Avro olmak üzere, toplam 1.1 milyar Avro’dan fazla kaynak aktaracağını, 2021’de de bu miktarın altına düşmeyeceğini ilan etti.
Şunu kabul edelim. Ne Türkiye’nin AB üyesi olmaya niyeti var ne AB’nin Türkiye’yi almaya. O nedenle bu oyunu sürdürmenin gereği yok. Fazla uzadı. Çoktan bitmeliydi. AB üyesi olmadan, Gümrük Birliği’ne (GB) üye olan; yani kararların alındığı masada olmadan, alınan kararlara uymak zorunda kalan Türkiye, GB’yi tartışmaya açmakta da gecikti. Türkiye’yi üye yapmadan, GB sayesinde, Türkiye’nin iç pazarı, gümrük rejimi, dış ticareti üzerinde nüfuz kuran AB, Türkiye’yi tam üyelik vaadiyle bekleme odasında tutuyor. Bu sayede alabileceği tüm ödünleri alıyor. AP’nin kararı, iktidar “yok hükmünde” dese de, kaçınılmaz olarak, ikili ilişkilere, Türkiye’nin vize serbestisi yönündeki beklentisine, GB’nin güncellenmesi ve Türkiye aleyhindeki hükümlerin ayıklanmasını içeren talebine yansıyacak. Türkiye seçeneksiz mi?
Türkiye’nin NATO ve AB üyeliğine karşı olduğumuzu ne zaman belirtsek, hep şu yanıtı alırız: “Peki, ya Türkiye’nin güvenliği ne olacak? Peki, ya insan hakları, hukuk devleti, özgürlük, demokrasi nasıl gelecek?”. Yanıtımız şudur: Bir ülkenin dış politikası, coğrafyasından, devlet kapasitesinden, ticari ilişkilerinden, eğer varsa enerji bağımlılığından ele alınamayacağı gibi, iç siyasetindeki demokratik kazanımlar da, iç dinamiklerden, halkın siyasal-toplumsal-sınıfsal mücadelesinden, tarihselkültürel birikimden bağımsız düşünülemez. Türkiye; kendini savunmak için NATO’ya mecbur v...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Muhalefet ve değişimin yönü 14 Haziran 2023 | 433 Okunma İktidar ve anayasa değişikliği 10 Haziran 2023 | 249 Okunma Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor? 07 Haziran 2023 | 2.403 Okunma Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP 03 Haziran 2023 | 555 Okunma Seçmenle inatlaşmak 31 Mayıs 2023 | 1.095 Okunma