Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
verilerine göre; 2017’de 409 kadın öldürüldü, 387 çocuk cinsel
istismara uğradı, 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Bunlar
bilinenler, bir de istatistiklere yansımayanlar var.
2018’e bir annenin çığlıklarıyla başladık. “Hepiniz
suçlusunuz” diyerek feryat ediyordu. Boşanmakta olduğu
eşi, iki çocuğunu öldürdükten sonra intihar etmişti. Yavrularının
cansız bedenini yerde yatarken gören o annenin halini lütfen
tahayyül edelim… Allah kimseye göstermesin. Genç kadın, bitmiş
tükenmiş haliyle; “Kaç defa şikâyet ettim, savcısına
gittim, polisine gittim… Koruyamadım çocuklarımı… Kim verecek
çocuklarımın hesabını, polise, savcıya beni bu adamdan kurtarın
diye yalvardım” derken, yüreklerimiz yandı; ama kime ne
fayda?
Toplum sesini duyuramayan kadınlarla dolu… Ya canından olacak haklı
sayılması için ya canından öte evladından. Hangi birinden
bahsedeyim; devletin koruyamadığı Ayşe Paşalı’dan mı, vahşice
öldürülen Özgecan’dan mı? Her gün onlarca acıyla sarsılıyoruz. Her
türlü şiddete maruz kalan kadınımızın bitmeyen çilesi türlü türlü…
Sekiz aylık kirasını ödeyemediği evde, iki çocuğunun ısınması için
– son görevi olarak gördüğü- saç kurutma makinesini çalıştırıp
intihar eden anneyi unuttuk mu? Her aklıma geldiğinde insanlığımdan
utanıyorum.
Bizim gibi gelişmemiş ama kendini gelişmiş zanneden ülkelerde en
çok zararı kadınlar ve çocuklar görüyor. Anneler çocuklarına
istediği gibi bir yaşam sunamamanın içinde debelenip duruyor. Bu da
yetmezmiş gibi, din-diyanet, namus ahlak onun üzerinden
kurgulanıyor. Saçı, başörtüsünün şekli, makyajı, pantolonu, eteği,
kahkahası, sigarası, oturuşu, kalkışı, evlilik yaşı, doğurması,
doğurmaması, çalışması, sokağa çıkması problem; daha doğrusu
varlığı problem! Yeter artık, çekin ellerinizi kadının üzerinden.
Çekin dillerinizi kılığından kıyafetinden. Bırakın artık kadın
bedeni üzerinden ahlakçılık yapma...