Bilinçli bir tercih midir, tesadüf mü bilemem; ama bugünlerde
tiranlığa ve ahlaksızlığa övgüsüyle ünlenmiş Makyavel'e özenici
atıfta bulunmak, talihsiz bir açıklamadır.
Filozof kral büyük Frederik der ki: Halkların; huzuru ve bekasını
temin etmek için anlaşmazlıkları uzlaştıracak hâkimleri, mülklerini
düşmanlarına karşı korumak için koruyucuları ve en zeki en uygun en
özgeci en hakkaniyetli ve en yiğit olanları kendilerini yönetmek
üzere seçtiklerini söylemesi, Makyavel için pek uygun olmazdı.
Tabi bu durum Makyavelciler için de geçerli…
Evet, Devlet Bahçeli'nin, Makyavel'in “…fırsat kaçırılmayacak kadar
güzeldir” sözünü alıntılaması büyük talihsizlik…
Şimdi soralım kendisine; neyin fırsatıdır bu?
Türkiye Cumhuriyeti tarihte ve bugün de, bizzat Türk iradesi
tarafından yönetilmiyor muydu?
Parlamenter sistemin, terörle mücadelede gücü mü yetmedi?
Yoksa MHP ve AKP, milli iradeyi gerektiği gibi temsil mi
edemedi?
Ya da rejim değişikliğinin fırsatı mı bu?!
Sayın Bahçeli, eğer bir fırsattan bahsedeceksek, 7 Haziran
seçimlerinde, bu millet size bu fırsatı vermişti. AKP ve CHP
kapınıza kadar geldi; lakin siz ne yaptınız, milli iradenin verdiği
koalisyon görevini kâale dahi almadınız!
Şimdi söyleyin, o gün mü eğrisiniz bugün mü?
Sayın Bahçeli; eski yardımcınız Atilla Kaya'nın ifadesiyle,
“…bırakın sahiplenmeyi, hatta söylemeyi, Türk sözünü duymaya bile
tahammülü olmayana, Anayasadan Türklüğü çıkartmayı siyasi
gayretlerinin baş hedefi gören” siyasetçilerle ortaklık kurmak
fırsatçılık mıdır?”