1622 yılının Haziran ayında Papa XV. Gregory,
zamanın Avrupa’sında, Kilise Kurumu’nun durumunu yeniden düzenlemek
zorunda kaldı. Zira Protestan Reform Hareketi’nin etkilerine karşı
mücadele edebilmek için yeni koşullar nedeniyle, yeni önlemler
almak gerekiyordu. İşte bütün bu düşüncelerle Papa
Gregory, Katolik Kilisesi’nin iman ve inancını barışçıl
yollardan yaymak amacıyla, örgütlü ve sürekli bir kuruluşun
oluşturulmasını düşündüğünü bildirdi. Bunun ardından, 22
Haziran’da, “Sacra Congregatio Christiana Nomini
Propaganda” kuruldu. Bu kuruluş Roma Katolik Kilisesi’nin
resmi bir organı oldu ve Katolik Kilisesi’nin inanç ve imanını
yenidünyaya yaymak, aynı zamanda eski dünyada da Roma Kilisesi’nin
din anlayışını pekiştirmek ve yeniden güçlendirmekle
görevlendirildi. Katolik Kilisesi, öğretilerine karşı gelenleri
propaganda yoluyla “yola getirmeyi”
amaçlıyordu.
Galile’nin “dünya güneşin etrafında
dönüyor” savını Katolik Kilisesi,
öğretilerine aykırı bulunca, Galile 1633 yılında
Engizisyon mahkemesinde yargılandı ve mahkûm edildi.
Galile, bu bilimsel iddiasından zorla
vazgeçirildi. Tarihteki bu olay, propagandanın “doğru
olmayacağı” yönünde genel kanı oluşmasına ön ayak
olacaktı. DEVLET KAYNAĞININ İSTİSMARI Propaganda
konusunda en önemli yazarlardan olan F.E. Lumley
propagandayı şöyle tanımlar: “Propaganda, (1) kökeninin
veya kaynağının; (2) arkasındaki çıkarların; (3) işlendiği
yöntemlerin; (4) yaydığı muhtevanın; (5) kitlede yarattığı
etkilerin; bunlardan birinin, ikisinin, üçünün, dördünün veya
beşinin saklı tutulması ile tanımlanabilecek bir
işlemdir.”
Tanımı daha anlaşılır hale getirmek
gerekirse; örneğin iktidarda bulunan bir siyasetçinin “biz
iktidara geldiğimizde şu kadar kilometre yol vardı, biz ise bunu
tam şu kadar katına...