Referandum temelinde yaptığımız tartışmalarda, “bağlılık” veya
“itaat” kavramları, beni hayli düşündürdü. Kurulan cümleler
arasında; “biz lidere itaat ederiz”, “parti ne söylerse, ona biat
ederiz” ifadeleri, toplumdaki bir kitlenin, özellikle de bazı
dindar veya milliyetçi kişilerdeki sorumluluk anlayışını da ortaya
koyuyor. Hele “yanlış olduğunu bilsen de yine itaat eder misin?”
sorusuna, “evet, bir bildikleri vardır, derim” cevabı, her açıdan
-dini, ahlaki, hukuki ve siyasi- sorunludur.
Bağlılık ya da itaat, beşeri planda, mutlak olarak
gerçekleştirilebilecek bir fiil değildir. Çünkü özellikle itaatte
teslimiyet vardır. Bağlılıkta ise sadakat…
İrademizi teslim ettiğimiz varlığa, tam anlamıyla itaat ederiz. Bu
da ancak Allah olabilir. Bizi yaratan karşısında, kendimizi O'nda
bulduğumuz için, böyle bir itaat ve teslimiyet söz konusudur.
Beşeri plandaki itaat ise genelde zoraki olarak gerçekleşir. Çünkü
irademizi teslim ettiğimiz zaman, biz, biz olmaktan çıkarız. Netice
itibarıyla bizden farkı olmayan bir başka insana teslimiyetten
bahsetmek, Yüce Allah'ın, insandan beklediği muhataplık (kulluk)
görevini yok saymaktır. Şahsiliği, tekilliği, özgürlüğü, özgünlüğü,
var olma halini reddetmek demektir.
Bağlılık ise sadakatle beraber düşünülmesi gereken bir husustur;
burada, kişi verdiği söze bağlı kalır. Ve o söze, sadakat içinde
bağlı olur. Ama söz, birine verilir; bu söz verme fiili, söz
verdiğimiz kişinin durumunda bir değişme olduğu zaman, aradaki
sadakat bağı meşruiyetini yitirir. Dolayısıyla lidere sadakat,
liderin durumunun değişmesiyle sona erer. Zira söz verme şartları
ortadan kalkmıştır. İlkelerine sadık kalmamışsa, ideallerinden
uzaklaşmışsa, ne yaptığı hakkında açıklık yoksa bağlılık ve sadakat
da ortadan kalkar.
PEYGAMBERLERİN HATALARI
Beşer şaşar diye bir söz vardır. Her insan yanılabilir, hata
yapabilir. Buna peygamberler de dâhil…
İlahi kitapların ortaya koyduğu verilere göre, peygamberlik
serüveni, dolayısıyla insanlık serüveni, bir hata ile başlamıştır.
Yani, ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hz. Âdem, yasak
meyveyi yediğinden dolayı cennetten kovulmuştur. (Bakara/36-37)