“İslam dünyasına ve dindar camiaya yönelik
eleştirilerde bulunuyorsun; bardağın dolu tarafına
bak, güzel şeyler de göreceksin; eleştirme, ne yapılması
gerekiyorsa onu söyle” gibi tenkitler alıyorum.
Bu insanlar arasında hürmet ettiğim kişiler de var.
Ülkemizin verdiği fotoğrafta; akan kanı, zulmü,
haksızlığı, hukuksuzluğu ve her gün susturulmaya
çalışılan basını görmeyip, muhalif olanlara en iyi
ifadeyle “Bardağın dolu tarafını görmüyorsun“ demek;
hele hele yalanla, iftirayla, hakaretle, küfürle,
tehditle farklı düşünenleri bertaraf etmeye çalışmak,
bir akıl tutulması değil de nedir?
İtiraf geleneğinin olmayışı ve yapılan her tenkidin
özellikle siyasi sahada fitne olarak algılanması,
dindar siyasal zihniyeti eleştirilere karşı dirençli
kılıyor olsa gerek.
Oysa eleştiri, yenilenmenin ve gelişmenin olmazsa
olmaz koşuludur.
YOL, METRO YAPMAK BAŞARI MI?
İktidarın yaptığı yol, metro, cami, eğitim, sağlık vb.
hizmetleri başarı olarak görmek siyasilerin ve
hükümetin görev tanımlarını bilmemek demektir.
İktidarın asli görevlerini propaganda aracı olarak
kullanması nasıl yanlış bir tutumsa başarıyı bu
icraatlarda aramak da aynı şekilde yanlıştır.