Geçen haftaki yazımla ilgili değerlendirme yapan bir okuyucum, tespitlerime katıldığını ifade ettikten sonra: “Özü toplumculuğa dayanan din, sosyal adalete ve eşitliğe neden bu kadar mesafelidir; bunun değişme ihtimali var mıdır ve bu değişimin dinamikleri nelerdir?” diye soruyor. Olan ile olması gerekenin arasındaki mesafe öyle açılmış ki, bu sorunun gelmesi son derece doğal. Oysa din ile zulüm ya da din ile eşitsizlik yan yana gelemez, oksimorondur. Bahsedilen din...