Siyasal İslamcı zihin, sınır tanımıyor. Bu isimlerden biri, “Hz.
Peygamber'in 16 Nisan'da evet çıkacağına dair hadisi var” diyerek,
hadis uyduruyor! Keşke orada kalsa… Hızını alamıyor, “Allah,
Türkiye'yi bu insanlığın anası olma kararı almıştır” (ne demekse!)
deyip, Türkiye'yi övüyor mu, yeriyor mu, anlaşılması zor bir cümle
kurarak, aklınca saf tuttuğu anlayışa Allah'ı da karıştırıyor.
Anladık, kuldan utanmıyorsunuz, hiç değilse Allah'tan korkun ya
hu…
Onlarca kez yazdım ama bu ifadeleri okudukça tekrar yazmak şart
oluyor. Zira İslam, bu tür istismarcı kişi ve kuruluşların elinde
oyuncak haline geldi.
“Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen Peygamber
yolu, siyasi bir tahakküm aracı olarak, her konuda kullanılmaktan
kaçınılmadı.
Hırslarına yenilmiş zalim, zorba sultanların eliyle; hak, adalet ve
merhamet dini, fanatizmin, cehaletin, gafletin inhisarına
terkedildi. 20 Şubat tarihli yazımda bahsettiğim, 208 ülke arasında
yapılan çalışmada, Kur'an'a ve İslami ideallere uygun yaşayan
ülkeler arasında, ilk otuzda tek bir Müslüman ülkenin olmayışı, tam
da bu zihniyet yüzünden değil mi?
Adaletle anılmıyorsanız; hak-hukuk konularında her vatandaşa
tutumunuz aynı değilse; dini, bireyin, kendini inşa (oluş) alanı
olarak değil de, ikbal ve hırslarınız doğrultusunda bir araç olarak
görüyorsanız, ağzınızla kuş tutsanız, artık inandırıcı olamazsınız.
En azından aklını çalıştıranlar, dindarlığın bu olmadığının
farkındalar… Hadi bazı muktedirler, siyasetleri gereği pek çok
yanlışa imza attılar. Ya siz, dini-diyaneti anlatanlar; “yolsuzluk
hırsızlık değildir” gibi hüküm verenler, ya siz? Biliniz, bir kitle
var ki, sizin bu tutumunuz yüzünden, dinden-diyanetten
uzaklaştı.
Kutsalı, değerleri, siyasete bu denli malzeme yapmak, tarih boyunca
kimin işine yaradı; biraz düşünün. Saltanatlarını sürenler göçüp
gittiler. Olan dinin değerlerine oldu.
ZAMAN MAKİNESİ OLSA