Her yıl çocuk istismarlarıyla ilgili binlerce dosyanın
açılması;
Her türlü şiddet, taciz ve tecavüzün sürekli bir biçime
dönüşmesi;
Ensest ilişkilerle ilgili en iğrenç haberlerin sıkça duyuluyor
olması;
Bireysel bozuklukların artışı;
Yoksa “milletçe cinnet mi geçiriyoruz” sorusunu sordurtuyor!
Toplum yapısını bu denli temelden sarsacak konularda dahi
birlik-beraberlik sağlanamıyor olması ayrı bir garabet… Kınanması,
tepki verilmesi ve mücadele edilmesi gereken sorunlar karşısında
takınılan tarafgirlik histerisi, kokuşmuşluğun başka bir
boyutu.
Bir arada yaşama bilincinin ne tür yaralar aldığını ve
kutuplaşmanın hangi boyutlara ulaştığını yapılan anketler ortaya
koyuyor:
Yüzde 80’in üzerinde insanımız farklı siyasi görüşteki insana
kızını vermek istemiyor.
Yüzde 76’sı farklı gruplarla komşuluk istemiyor. Birlikte iş yapmak
istemeyenlerin oranıysa yüzde 74. (Bilgi Üni.)
Tüm bunlar ilkel, kabileci, ilim-irfandan yoksun, vahşette sınır
tanımayan “cahiliyye anlayışının“ göstergeleridir.