Geçen hafta “Mâtürîdî’de din, Allah’ı birlemek/tevhit, inanç esasları, ibadetin sadece Allah’a ait olması ve ahlaki ilkelerdir. Mâtüridî bunlara, akliyyat da der” demiştik. Mâtüridî’nin inanç ve itikadı akılla irtibatlandırması, şeriat alanı olan ibadetleri ve dini hükümleri de vahiyle ilişkilendirmesi, günümüz sorunlarını çözme konusunda büyük bir rahatlama imkânı sunar. Çünkü Mâtürîdî’ye göre akıl, şeriat hükümlerini içtihatla neshedebilir. Mâturidî’nin şeriat zemininde koyduğu bu tasarruf hakkı, klasik fıkıhta var olan, el kesme veya yüz değnek vurma ya da Yahudilikten Müslüman kültürlere de geçmiş olan taşlayarak öldürme (recm ya da ridde) gibi cezalar başta olmak üzere muamelatla ve hükümlerle ilgili pek çok konunun tartışılmasına imkân sağlar.
Sosyal medyada sıkça dolaşıma giren, izlediğinizde kanınızı donduracak infaz görüntülerinin İslam ile anılıyor olması, akli selim ile düşünen kalbi selim ile hisseden herkesi rahatsız etmektedir. DİB Başkanı Ali Erbaş; topluyoruz, çarpıyoruz gençler camiye, Cuma namazına gelmiyor demiş. Kimin eseri acep, iyi düşünülsün. Akıldan, bilimden, nezaketten yoksun, zamanın ruhuyla...